677 SAYILI DEVRİM YASASI (3)

Mustafa Kemal Atatürk “En Gerçek Tarikat Mkedeniyet Tarikatı” diyordu!..

Tekke ve Zaviyeleri kapatmadan önce; Ağustos 1925’te, şapkayı halka tanıtmak için çıktığı yurt gezisinde Tarikat ve Cemaatleri neden kapatacağını da halka anlattı.

24 Ağustos 1925’te Kastamonu Belediye binasında yaptığı konuşmada “Biz her bakımdan medeni insan olmalıyız. Çok acılar gördük. Bunun nedeni dünyanın vaziyetini anlamadığımız içindir. Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır. Şekillerimizi, kıyafetimiz tepeden tırnağa medeni olacaktır. Şunun, bunun sözüne önem vermeyeceğiz. Medeni olacağız. Bununla iftihar edeceğiz. Bütün Türk İslam alemine bakınız. Zihniyetlerini, fikirlerini medeniyetin emrettiği kapsam ve yüksekliğe uyduramadıklarından ne büyük felaketler ve ıstıraplar içindedirler. Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız ve nihayet son felaket çamuruna batışımız bundandı. Beş altı sene içinde kendimizi kurtarmasak bu zihniyetimizdeki değişikliktendi. Artık duramayız… Mutlaka ileri gideceğiz… Geriye ise hiç gidemeyiz…”

27 Ağustos 1925’te İnebolu Türkocağı’nda halka şöyle seslendi:

“Medeniyetin coşkun seli karşısında direniş boşunadır ve o gafil ve itaatsizler hakkında çok amansızdır. Dağları delen, semalarda uçan, göze görünmeyen zerrelerden yıldızlara kadar herşeyi gören, aydınlatan, inceleyen, medeniyetin kudret ve ulviyeti karşısında ortaçağ zihniyetiyle, ilkel hurafelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmaya veya hiç olmazsa esir olmaya, aşağılanmaya mahkumdurlar.”

Mustafa Kemal Aattürk’ün 27 Ağustos 1925’de İnebolu-Türkocağı’nda halka hitaben yaptığı konkuşmanın son bölümüne dikkatinizi çekmek istiyorum.

Buradan tam 97 yıl önce söylenmiş söz.

Tekrar ediyorum… “Medeniyetin kudret ve ulviyeti karşısında ortaçağ zihniyetiyle, ilkel huralefelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmaya veya hiç olmazsa esir olmaya, aşağılanmaya mahkumdurlar.”

Bugün dünyada ülkemiz tam bağımsızlığını yitirmiş ve aşağılanmaktadır. AKP’nin ülkeyi getirdiği durum maalesef bu durumu bize yaşatmaktadır.

Atatürk bundan tam 97-98 yıl önce tarikatlardan kurtulmamızın gerekçelerini anlatırken şu an yaşadığımzı duruma bakın!…

Antalya’da üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un vahşice öldürülmesi üzerine gözler yine yurtlara çevrildi. Tüm Yurt ve Özel Barınma Hizmetleri işverenler Sendikası (TUYİS) Başkanı Umut Gezici, “Kaçak yurtlarla ilgili Gençlik ve sPor Bakanlığı ile defalarca görüşüp, raporlar yazıp, ihbarlarda bulunarak uyardık. Kör ve sağır olmayı seçtiler.”

Gezici; “Devlet denetiminde bize bağlı 230 yurtta 50 bin yatak kapasitemiz var. Türkiye’deki kaçak yatak sayısı ise denetlenenin 3 katı. 150.000 yatak kayıtlarda yurt görünmediği için denetlenemiyor.”

Antalya’daki Mehmet Sami Tuğrul’un vahşice katledildiği olayla ilgili Gençlik ve Spor İl Müdürü’nü aradım… “Burası yasal bir yurt mu” diye sordum!..

Hayır dediler… Neden kapatmadınız dedim. Sustular.

“Kapatmayanlarda, cinayeti işleyenler kadar suçludurlar. Doğu ve Güneydoğu’da bir tane bile öğrenci yurdu yok!.. Tarikat ve Cemaatlerin, kaçak işletmecilerin 50-100 hatta 1000 yataklı yerleri var. Sokakta yürürken bile en az 70-80 kaçak yurda denk gelirsiniz.”

Anne ve babalara seslenen TÜYİS Başkanı Umut Gezici, “Çocuklarınızı kesinlikle ne olduğu belirsiz, denetlenmeyen bu yerlere bırakmayın. Başlarına her an her şey gelebilir. Sadece öldürülme gibi düşünmeyin, uyuşturucu, fuhuş, tarikat-cemaat gibi çok tehlikeler var” diyor.

Toplumu bu duruma sokarak ‘Cehennem Zebanisi Haline Gelen AKP’den ve iktidarınadn kurtulmak için daha ne zaman bir ve beraber olacağız!…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor