Adana’daki Dersimliler yemekte biraraya geldi

ADANA (BÖLGE)- Adana’da yaşayan Dersimliler, “Bahara Merhaba” yemeğinde buluştu. Adana Dersimliler  Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin geleneksel “Dost Muhabetinde Bahara Merhaba” yemeği Derneğin teras katında gerçekleştirildi.

Yemeğe, Adana’da yaşayan Dersimlilerin  yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti örgütleri ,dernekler yoğun ilgi gösterdi. Dernek Başkanı Metin Çelik, yemekte yaptığı konuşmaya konuklara “hoş  geldiniz, bu mutlu günü bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler” diyerek başladı. Konuşmasında kent kültürünün yanı sıra gelenek, görenek ve çevre olgusuna dikkat çeken Çelik, ülkede yaşanan gerginliğin sona erdirilmesinde sivil toplum kuruluşlarına  ciddi sorumluluk düştüğünü kaydetti. Metin Çelik, toplumda baskı olgusunun giderek boyut kazandığına dikkat çekti.

TÜRKİYE TEK KİŞİNİN İNSAFINA BIRAKILMAMALI

“Türkiye tek kişinin tasarrufuna bırakıldığı için hukuk işleyemez hale geldi” diyen Çelik şunları kaydetti: “Sivil toplum kuruluşları olarak bizler bu baskıcı  yönetim şeklini elimizin dersi ile geriye itmemiz gerekir. Türkiye tek bir kişinin iki dudağı arasında çıkacak sözlerle yönetilecek bir ülke olmamalı. Hukuk tüm kurallarıyla işlemeli, demokrasinin gerekleri yerine getirilmedikçe ülkede sosyal barışın sağlanması mümkün değil” dedi.

FARKLILIKLARIMIZ ZENGİNLİĞİMİZDİR

Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu ifade eden elik,bu farklılıklar gözetilmeden birlikte ve beraber yaşama kültürünün daha da yaygınlaştırılması gerektiğini aktardı. “Bu kentte ve ülkede birlikte yaşamak zorundayız” diyen Dernek Başkanı Metin Çelik, daha sonra şöyle devam etti:

^Bu tür buluşmalarda bir araya gelerek dayanışmayı daha da güçlendirmeye çaba sarf ediyoruz. Bizler buradan güzel değerleri paylaşmak için bir araya geldik. Ülkemiz çok ciddi bir süreçten geçiyor. Adalet mekanizması işleyemez hale geldi. Demokratik kurallar hiçe sayılıyor. Tolumda ciddi bir baskı söz konusudur. Bu algı toplumun içine kapanmasına yol açıyor. Bunun dünyada pek çok örnekleri var. Türkiye tek bir kişinin inisiyatifine bırakılamaz. Bu tasarrufu elimizin tersi ile geri itmemiz gerekir.Bu zorluklara ancak demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesiyle mümkün olur. U konuda sivil toplum kuruluşlarına ciddi sorumluluk düşüyor. STK’lar baskıcı politikalara seyirci kalmamalı ve asla boyun eğmemeli”.

İNSANLIK KATLİAMINI LANETLGİYORUZ

Yeni Zelanda’da ırkçı bir katilin 2 camiye düzenlediği katliamda namaz kılan 50 Müslümanın katledildiğini de anımsatan Çelik bu konuda da şunları dile getirdi: “Bu tür saldırılar tüm dünyayı tehdit  ediyor. Bu vahşeti şiddetle kınıyoruz. Bu dünyada ırkçılığın geldiği son noktayı işaret ediyor.. 20 yıl önce de Halepçe vahşeti yaşanmıştı. Yüzlerce masum insan katledilmişti. Tüm güç odaklarını lanetliyoruz. Bugün dünden daha çok birlik ve beraberliği ihtiyacımız var”.

HAKSIZLIK HAYATIMIZIN

BİR PARÇASI HALİNE GELDİ

Türkiye’de şiddet eylemlerinin giderek arttığını da ifade eden Dernek Başkanı Metin Çelik, “”Bu tür acı örneklerin bir daha yaşanmaması için birlikte hareket ederek  daha güçlü bir ülke haline gelmek zorundayız.Ne yazık ki içerde de haksızlıklar hayatımızın bir parçası haline geldi.Güzel değerleri paylaşarak bu sıkıntıları hep birlikte aşmamız gerekir. Özellikle Aleviler üzerinde bir baskı var. Alevi toplumun bu baskılara karşı içine kapandığını gözlemliyorum. Oysa geleceğe yönelik düşünceler ve fikirler açık şekilde dile getirilmelidir. Şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim, çok okumalıyız, araştıran, soran, sorgulayan, fikir üreten bir toplum olmak zorundayız. Gelin fikirlerimizi ortaya koyarak tartışma zemini yaratalım. Birbirimizi kırmadan, incitmeden. Bizler fikir üretmenin ne kadar yararlı olduğunun bilincindeyiz”.

ÇEVREYE SAYGI İSTİYORUZ

Türkiye’de özellikle sivil toplum kuruluşlarının çevreye saygı gösterilmesi noktasında proje üreten çalışmalar yapan kuruluşlara destek vermesi gerektiğine işaret eden Adana Dersimliler Kültür,  Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Çelik, sözlerini şöyle sündürdü:
“Çevre bilincinin daha da yaygınlaştırılması amacıyla sivil toplum kuruluşlarının daha etkin olması gerekir. Bugün hepimize düşen ortak görev çevreyi kirletenlere karşı mücadele etmektir. Ayrıca Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmaktır. Aydınlık yarınlara el ele güç birliği yaparak gelecek nesillerin daha rahat ve huzurlu yaşamalarına öncülük yapmalıyız. Yerel yönetimlerin çevreye daha duyarlı olması için itici güç oluşturmalıyız. Yeşil alanların yaratılmasına katkıda bulunmalıyız. Bu konuda belediye başkanlarının çalışmalarına destek vermeliyiz. Din, dil, ırk, mezhep ve renk farkı gözetmeksizin birbirimizi kucaklamalıyız”.

Yemekte, “Yerel yönetimler demokrasinin işleyişinde bir eşiktir”, “Temsiliyet olmadan eşitlik… Eşitlik olmadan demokrasi olmaz”, “Yeni Zelanda’daki insanlık katliamını lanetliyoruz”  dövizleri dikkat çekti.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor