ASİST KRALI MİLLİ FUTBOLCU: MUSTAFA ŞENTÜRK

Mustafa Şentürk, 17 Kasım 1956 yılında Adana’da doğdu. İlk ve ortaokulu Tepebağ’da, liseyi ise Çukurova Koleji’nde tamamladı. Küçük yaşlarda mahalle arasında futbola merak sardı.

12 yaşlarında rahmetli Fuat Buğay’ın başkanlığı döneminde resmi olarak futbola amatör küme takımlarından Adanagücü’nde başladı. Adanaspor’un efsane kaptanlarından Orhan Yüksel, Adanagücü’nde Mustafa’yı izleyerek turuncu-beyazlı kulübe gelmesi için ikna etti.

1974 yılında her futbolcunun rüyası olan Adanaspor kulübünde profesyonel sözleşme imzaladı. 16 yıl aralıksız forma giydi. 300 resmi maça çıktı. Özellikle Adanaspor’un Özer, Bora ve Günay’ın gol kralı olmalarında asitleriyle büyük pay sahibi oldu. Hareketli olduğu için arkadaşları KELEBEK MUSTAFA derlerdi.

Futbolculuk yaşamı boyunca bir kez kırmızı kart gördü. 7 kez (A) 24 kez Ümit milli takımında forma giydi. Milli takımla defalarca yurt dışına çıktı. Faal sporculuğun ardından pro lisans antrenör kursunu başarıyla tamamladı. Çalıştırdığı kulüplerde birçok şampiyonluklar yaşadı.

Futbolda çok anıları bulunduğunu, dostluğu çok önem verdiğini ifade eden Mustafa Şentürk, yılbaşı ve bayramlarda hayatta olan eski antrenör ve futbolcu arkadaşlarını tek tek aradığını belirterek, BÖLGE GAZETESİ’nin sorularını şöyle yanıtladı;

Kendinizden söz eder misiniz ? Hangi okullarde eğitim gördünüz. Futbol merakınız nereden geliyor? İlk resmi kulübünüz hangisiydi?

17 Kasım 1956 yılında Adana’da doğdum. İlkokul ve ortaokulu tarihi Tepebağ’da, liseyi ise Çukurova Koleji’nde tamamladım.  Üniversite sınavlarında Adana İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini kazandım. Kaydımı yaptırdım ve bir sezon devam ettim. Ancak futbol antrenmanları ve deplasman maçlarından dolayı üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım. Futbola mahalle arasında büyük ağabeylerle oynayarak başladım. İlk resmi ve lisanslı kulübüm Kuyumcu Fuat Buğay’ın başkanlığında ki Adanagücü oldu. Daha sonra Adanaspor’un golcü efsane futbolcusu Orhan Yüksel iki kez maçımı izlemiş ve beni çok beğenmiş. Beni keşfeden Orhan Yüksel bir gün maçtan sonra yanıma gelerek Adanaspor’da oynamak ister misin ? diye sordu. O dönemlerde Adanaspor ve Demirspor’da oynamak ayrıcalıktı ve tüm futbolcuların rüyasıydı. Mutlu oldum, çok heyecanlandım ve ailemle paylaştım. 1974 yılında Adanaspor Kulübü Başkanı Hikmet Savatlı ve beni çok seven rahmetli Hasan Adalı ve teknik direktör Gündüz Tekin Onay ile 2 yıllık profesyonel sözleşme imzaladım. Gerçeği söylemek gerekirse büyük ağabeylere oranla iyi transfer ücreti aldım. İlk kez futboldan para kazanmaya başlamıştım.

Adanaspor’da kaç yıl futbol oynadınız? Başka kulüpte forma giydiniz mi? Hangi ünlü hoca ve futbolcularla birlikte oldunuz?

Adanaspor’a transfer olduğum dönemde kulüp adeta kolej havasındaydı. İlk ciddi hocam, her zaman minnet ve rahmetle andığım Gündüz Tekin Onay’dı. Çok samimi söylüyorum birçok kulüpten transfer teklifi almama rağmen her zaman beni bir yerlere taşıyan, güçlü ve saygın yöneticilerin bulunduğu Turuncu-Beyazlı ekibi tercih ettim. 16 yıl aralıksız top oynadım. 300 resmi maça çıktım. 5 yıl sol bekte ve savunmanın her kademesinde takıma önemli katkılarım oldu. Özer. Bora ve Günay’ın gol kralı olmalarında benim asitliğim önemli rol oynadı. Bu nedenle Türkiye genelinde asisi kralı seçildim. Çok hareketli ve çabuk olduğum için takım arkadaşlarım bana KELEBEK MUSTAFA lakabını takmıştı. Timuçin, İsa, Bora, Özer, Vedat Bayraktar, Necip, Şevket, Ziya, Ertuğrul, Ali Osman, Ercan Albay, Reşit, Kayhan ve İrfan Kaynak kardeşler, Kaleci Malik, Köksal Mestci, Ahmet Kahraman, Şener, Selahattin, Feyzullah daha niceleriyle birlikte oynadım. Hoca olarak da Tamer Güney, Şevket Lukoviç, Candan Dumanlı, Cevdet Soyluoğlu, Miliç ve daha birçok hoca ile çalıştım. Birçok şampiyonluklar yaşadık. Özellikle 1981-82 sezonunda Trabzonspor’un ardından Türkiye ikincisi olarak İtalya’nın ünlü İnter ile eşleştik. Belki Adanaspor tarihinde Adanaspor’un 3 Avrupa Kupası’nda forma giyen tek oyuncuyum. 1976-1977 Salzburg, 1978-1979 Budapeşte Honved, 1981-1982 İtalya İnter maçlarında oynadım ve hepsinde de elendik. Türkiye liglerinde hiç kırmızı kart görmedim. Honved maçında en iyi oyuncuları Sandor Pinter bana kasıtlı faul yaptı. Canım acıdı. Döndüm ben de ona faul yaptım ve kırmızı kart görmüştüm.

Tüm sporcuların rüyası olan Ümit ve (A) Milli takımlarda da ay yıldızlı formayı giydiniz. Hangi ülkelere gittiniz? Milli takımda unutamadığınız anı var mı?

Adanaspor’da iyi bir çıkış yakaladım. Milli takım seçicilerinin hayli dikkatini çektim. Bu bağlamda Türkiye’nin en iyi hocalarından Sabri Kiraz, Candan Tarhan ve Kazım Türesin sayesinde 24 kez Ümit Milli formayı giydim. A milli takımda da başta Metin Türel olmak üzere birçok hocayla çalıştım. Cezayir, Fas ve Kuveyt’in bulunduğu İslam oyunları başta olmak üzere Rusya, Polonya, İşveç, Tayland, İşviçre, Bangog, Avusturya, İzlanda’ya gittim. Fatih Terim kaptanımızdı.  Mustafa Denizli, Şenol Güneş, İlyas Tüfekçi, Erhan Önal gibi ünlü futbolcularla aynı takımda yer aldım. Hatta kamplarda oda arkadaşım Şenol Güneş’ti. Ben Şenol hocayı çok severim. Bayram, yılbaşı ve özel günlerde ararım.

Antrenör kurslarına katıldınız. Hangi takımlarda görev aldınız ? Ne gibi başarılarınız var? Bunlardan söz eder misiniz ?

Futbol Federasyonu milli futbolcular için 1990 yılında Beylerbeyi’nde teknik direktörlük kursu açtı. Kurs çok verimli ve yararlı geçti. Türkiye’ye gelen en ünlü hocalar Piontek ve Derwal’den çok yeni şeyler öğrendik ve pro lisans diploması almaya hak kazandık.

İlk resmi antrenörlüğümü Gündüz Tekin Onay’ın desteğiyle Adanaspor alt yapısında yaptım. Miliç’in antrenörlüğü döneminde bana çok güvenirdi. Rakip takımların maçlarını izlemeye beni gönderirdi. Birçok sporcuyu profesyonel kadroya kazandırdım. Daha sonra Adana Polisgücü, 3 yıl Ceyhanspor, Osmaniyespor, İskenderun Demirçelikspor’u 3. Ligden 2. Lige çıkardım. Ağrıspor’u 29 yıl aradan sonra hiç yenilgi almadan 3. Ligden, 2 lige çıkardım. Ayrıca, Iğdırspor, Erzurumspor, Erzin Belediyespor ve Dörtyol takımlarını da çalıştırdım.

Futbol oynarken ve antrenörlükten para kazandınız mı? Ayrıca şimdilerde ne yapıyorsunuz? Sizler gibi deneyimli antrenörlerden yararlanmaları gerekmez mi?

Gerçeği söylemek gerekirse futboldan elbette paralar kazandım. Küçük yatırımlar yaptım. Ancak, antrenörlükten para kazanmadım. Ayrıca, günümüzde antrenörün bilgisi, donanımı, yeteneğine bakmıyorlar. Bir kulübe antrenör olmak için bakanlar, milletvekilleri, vali veya siyasiler devreye giriyor. Ben de bu gibi şeyleri sevmiyorum. Ayrıca, belki özelim olacak ama 2002 yılında eşim Mine göğüs kanserine yakalandı. Ailece kahrolduk. 5 yıl tedavisini İstanbul’da en iyi doktor ve hastanelerde yaptırdım. Ne yazık ki 2007 yılında kaybettik. Eşimle anlaşarak evlendim ve çok severdim. Halen etkisindeyim. Bu durum beni derinden yaraladı. 2 çocuğuma iyi eğitim aldırdım. Maalesef yaşam sürüyor. 2011 yılında Semra Şentürk ile evlendim. Şu anda Hatay’ın Dörtyol ilçesinde yaşamaktayım.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor