DEĞİŞEN DÜNYADA CHP YERİNİ NEREDE BULACAK

Deniiz Baykal son bir yıl içinde yapmış olduğu grup konuşmalarında bir kere SOSYAL DEMOKRASİ kelimelerini kullanmış (29 Kasım 2005) bir kere CHP’nin solculuğuna vurgu yapmış (30 Mayıs 2006 ve 9 Mayıs 2006).

Öte yandan ilginç bir başka gözlem, grup konuşmaları sırasında Deniz Baykal’ın en çok kullandığı kelimelerden birinin TEHLİKE olduğudur.

Deniz Baykal 33 grup konuşmasında tam 232 kere, yani kabaca konuşma başına yedi kere TEHLİKE demiş, Baykal’lı CHP sol olmadı, olmakta istemedi. Çatışma ve tehlike üstünden normal olmayan yoldan iktidar olma arzusuna da ulaşamadı.

Ancak CHP’nin tehlike ve korku siyaseti CHP ve sosyalist solunu etkiledi. Solun milliyetçi, ulusallaşmacısını körükledi.

CHP’nin Türkiye’nin siyasi hafızasında iki yeri oldu.

Birincisi, halka inanç ve değerleriyle barış olmaması ve bunları gericilik olarak görmesi.

İkincisi, birinci zihniyetinin sosyalist ve sol tarafından İLERİCİ, ANTİEMPERYALİST ve SOLCU GÖRÜLMESİ. CHP’nin sol bir parti, solda bir parti olabileceğini ana solcu bir parti olamayacağı kanısındayım…

Çünkü dünyanın bundan böyle merkeze kaymış bir sola daha açık olduğu, olacağı ama klasik termonojiyle biçimlenmiş ve belirgin bir katılığı simgeleyen bir solculuğu benimseyeceği söylenebilir.

Bu durum, potansiyel CHP’yi sol içinde tutuyor. CHP’nin sol adına değişebileceği umudunu diri tutuyor.

Baykal’ın partiyi çektiği sağ muhalefetin yetersizliği ve CHP’nin bir kere daha snııfsal tabanlı bir sol oluşumla dönüşme ihtiyacı 2011’de nüksetti.

Değişen dünyayı ve değişen Türkiye’yi doğru okuyamayan Baykal, Haziran 2008’de başkan yardımcısı olduğu SOSYALİST ENTERNASYONAL’dan ihraca kadar ulaşabilecek sert tepkiler alacağı kesinleşince, Atina’daki toplantıya gitmeme kararı aldı.

1951 yılında kurulan SOSYALİST ENTERNASYONEL’e CHP, Bülent Ecevit’in genel başkan olduğu 1976’da üye olmuştu.

Ve birgün haber ajansları, gazeteler şu haberi geçti: “Baykal parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, günlerdir beklenen değerlendirmesini ve kararını açıklayacağını” belirtti.

Baykal, şöyle konuştu: “Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Komplo, hukuk dışı ahlak dışı bir  tertip demektir. Bir komplo yaparken bazen haneye tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, çarpıtırsınız.

Böyle yaparken de dünyanın her yerinde bütün dinlerin, bütün rejimlerinin, bütün ahlak anlayışlarının güvencesi altında olan insanoğlunun mahreniyetine tecavüz edersiniz. Ağır haya ve utanç bunu yapanlar için anlamını kaybeder.

İnsanların eşrefleri onların umurlarında değildir. Önümüzdeki komployu gerçekleştirenler, bunu sapık oldukları için ya da ticari kazanç sağlamak için veya şantaj yapmak için düzenlememişler, siyaset yapmak için düzenlemişlerdir.

Ahlaklarına, vicdanlarına uygun bir siyaset yapmak için düzenlemişlerdir. Ahlaklarına, vicdanlarına uygun bir siyaset…”

Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında kendisine yönelik iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Baykal, “Bu tablo karşısında bana da bir görev düştüğünün farkındayım. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP genel başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım” dedi.

Baykal, şöyle konuştu: “Ana muhalefet liderine yönelik bu kadar kaba kanunsuzluk, bu kadar kaba ahlaksızlık, bugünlerin ortamında iktidarın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilemez, piyasaya sürülemez.

Komployu ayıplar gibi yapanlar asılnda bizzat ayıbı işleyenlerdir. Bu çerçevede başka bir sorumlu arayışına çıkacaklara yardımcı olmak üzere ABD’den, Pensilvanya’dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim.

Hukuksuz ve ahlaksız komploları temel alan ‘çok ayıp ama’ diye başlayan yorumlarla hesap sormaya, siyaset düzenlemeye çalışanlara da söyleyecek bir sözüm var; ahlaksız ve hukuksuz komplolara itibar ederek ne ahlakı ne hukuku ne de siyaseti savunamazsınız.

Komplo yapanlar, zaten işlerini sizlere güvenerek yapıyorlar. Komplolarına itibar edenlerin, dürüst ve onurlu insanların manevi cesaretlerini çiğneyerek nereye kadar gidebileceklerini hep beraber göreceğiz.

Bunun nasıl bir Türkiye oluşturmakta olduğunu er geç anlayacağız. Kendinden menkul bir ahlak zabıtalığını bizzat derahta edenlerin insanlık tarihi boyunca Hz.Peygamberden başlayarak günümüze kadar ne mağduriyetlere yol açtıklarını çok iyi biliyoruz.

Bu tablo karşısında bana da bir görev düştüğünün farkındayım. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuzdur ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim.

Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP genel başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım. Bu anlayışla bugün CHP genel başkanlığından istifa ediyorum. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal”

“Deniz Baykal’ın ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ötesinde, bütün Türkiye olarak hepimiz hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına DUR demek zorundayız. Umarım bütün bu yaşananlar ve benim isitfam Türkiye’de yeni bir uyanışın başlangıcı olur” dedi.

Bu istifanın ne anlama glediği uzun uzun tartışıldı. Baykal tarihini bilenlerden bazıları ‘O GENE GELECEKTİR’ dedi. Başkaları Baykal için TARİHİNİN SONU dedi. Aslında Baykal özelinde olup bitenler, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi, ideolojisi, siyaset tarzının sonuna gelinmişti.

İkinci adam İnönü’nün söylediği gibi “Dünya yeniden kurulur, Türkiye yerini bulur” sözündeki bulur sözündeki gibi.

Değişen dünyada CHP yerini nerede bulacak sorusu aynı zamanda yeni bir sol oluşum tartışmasının önüne CHP’yi koydu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor