GERÇEK ATATÜRK DEVRİMCİLİĞİ

Atatürk’ün ortaya koyduğu ve benimsediği bütün temel ilkeler;

CUMHURİYETÇİLİK

MİLLİYETÇİLİK

HALKÇILIK

DEVLETÇİLİK

LAİKLİK

DEVRİMCİLİK

ilkeleri, bugünde geçerlidir. Hep geçerli olabilecek niteliktedir.

Atatürk’ün sağlığında yapılmış devrimlerden bazısı, bugün vardığımız aşamadan bakıldığında, o günlerde görüldüğü kadar önemli görülmeyebilir.

Fakat Atatürk’ün benimsediği 6 temel ilke, ilk ortaya konduğu gündeki kadar önemli ve geçerlidir. Hatta bu ilkelerin Türk toplumu için değeri, zaman geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.

Devrimci davranışın gereği, yapılmış devrimlere bağlanıp kalmak, o devrimler çevresinde bir kale örüp o kalenin içine sıkışıp kalmak, yapılmış devrimlere yalnız bekçilik, koruyuculuk yapmak değildir.

Devrimciliğin gereği, yeni atılımlarla, yeni devrimlerle belirli bir ülküye doğru ilerlemektedir. Atatürk devrimciliğinin de gereği, Atatürk’ün ilkelerinden hareket ederek, o ilkeler yönünde, o ilkelerin kuralları içnide, yeni atılımlarla, Atatürk’ün ülküsüne doğru ilerlemektedir.

Gerçek Atatürk devrimciliği budur.

Atatürk devrimlerine birçok kesimlerden eleştiriler geliyor. Atatürk devrimleri üstyapı devrimleridir!…

Oysa asıl devrimler altyapı devrimleridir. Onları yapmamış, yapamamıştır diye birazda kasıtlı küçük düşürücü eleştiriler yapılıyordu!..

Hatta daha da ileri giderek “Atatürk bir gadrop devrimcisidir, kılık kıyafet o kadar”

“Onun Mustafa Kemal tarafı büyüktür. Atatürk tarafını geçiniz” diyorlardı.

Bu eleştiriler taaa 1920’lerde fısıltı halinde de olsa derinden derine yapılıyordu.

Tüm bu eleştirilere Atatürk’ün Milli Eğitim Bakanı ve Türk Devrimi’nin Çoban Yıldızı Mustafa Necati yanıt veriyordu…

O günlerde Ankara Palas Oteli, tüm gazetecilerin uğrak yeri olup; Hükümet ve TBMM’de yaşananları öğrenebildik, kulis çalışması yaptıkları yerdi.

Gazeteci Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu “Bütün devrimlerimiz üstyapı devrimleri, altyapı devrimlerini yapamadık… Sorunlarımızın nedeni bu” deyince devrimlerin Çoban Yıldızı M.Eğt.Bakanı Mustafa Necati söze girdi…

“Toplumsal olayları çözümlemek kolay değil dostum. Hele önyargıyla, ideolojik kalıplara vurarak gerçeği yakalamak daha da zor; Ben sana durumumuzu çok kısa anlatacağım… Altyapı diyorsun ya, onun da bir altyapısı var. Ne o? İnsan!.. Toplum ilkel, geri, cahil ise altyapı-üstyapı tartışmalarının ne anlamı olur?

Önce İnsan!..

Sovyet Rusya, sistemini uygulayabilmek için bir çok insanı sürgüne yolluyor, zindana atıyor, öldürüyor, kan dökerek yerleştirmeye çalışıyor, İtalya ise yıldırma, saldırı, korkutma yöntemi kullanarak herkesi sindirdi.

Biz öncelikle çağdaş, yurtsever, bilinçli, okur-yazar, dünyadan haberli, düşünmeyi bilen özerk yeni insanı, Cumuhriyet bireyini, bu yeni insanlardan kurulu yeni toplumu, Cumhuriyet toplumunu oluşturmak için çabalıyoruz. Yoksa orta çağda çakılı kalacağız.

Siz Milli Mücadele döneminde Ankara’da yaşamış bir vatanseversiniz… Vatanın emperyalizmin kanlı dişleri arasında nasıl kurtarıldığını yaşadınız.

Şimdi milleti ortaçağın pençesinden kurtarmaya geldi sıra. Uyanmış halkla birlikte kalkınmak için birçok yol ve yöntem bulunur.

Başarılar kolaylaşır…

Gelecek güvence altına alınır. Uyanmamış halkla ne yapılabilinir?

Ama halk lehine birçok şey başarıldığını da söylemek istiyorum. Salgın hastalıklarla mücadele eden doktorları, cehaleti yenmek için çırpınan öğretmenleri, sığır vebasını bitiren veterinerleri, bataklıkları kurutan fencileri, dağları delen demiryolcuları, fidanlıklar kuran tarımcıları, toprak dağıtımı için çırpınan kadastrocuları görmenizi isterim. Umarım durumu anlatabilmişimdir.”

Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ikna olmuşmudur bilmem ama Fransız devrimlerinin anayurdundan yazar Gerrard Tongas; Kemalizmi ve devrimlerini öyle bir anlamış ki…

Bakınız ne diyor!…

“Kemalizm on asra sığacak işi, on yılda başarmıştır.”

Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamayanların kurudğu Cumhuriyeti korumaları mümkün mü!…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor