Zeydan Başkandan gelen açıklama ile heyecana kapıldım. Doğal kaynaklardan temiz ve kesintisiz enerji elde etme fikrini açıkladı. Daha iyileri keşfedilinceye kadar en iyi iki kaynak güneş ve rüzgar. Hele de Adana gibi yılın 312 gününde güneş alan bir yerde bu kaynaktan yararlanmamak, günümüz teknolojisiyle bakarsak, sadece günah.
Güneş enerjisi panellerinin kapladığı alan ne kadar geniş olursa, elde edilecek enerji de o kadar fazla olur. Bizim kayalık eşik alanlarımız var kentin Kuzeyinde. Fakat bunlardan evvel benim aklıma sulama kanalları geliyor. İki kanal, kilometrelerce uzanmakta. Kendi kontrolündeki tesislerden bildiği dışında yarar sağlayacak fikirlere karşı olduğunu bildiğim DSİ ile bu konuda anlaşılabilir. Zira öyle bir uygulama, buharlaşma kaybını da en aza indirecektir.
Eminim DSİ yetkilileri benim algımı beğenmeyecek ve “Nereden çıkardın?” diye soracaklardır. En iyisi bu mukarrer soruya peşinen cevap vereyim…
Başkan Durak Baraj Seddesini semer giydirir gibi bir ilave ile iki yandan genişleterek o güzergahta trafiği rahatlatmayı düşünmüştü. Aklındakini önce Merhum Demirel’e anlattı. Baraj yapısındaki çakıl ebatlarına kadar her ayrıntıya hakim olan Baba “Olur, olur; eyi olur” dedikten sonra, yine bu yapının teknik niteliklerine sahip, üstelik çizimleri elinde olan deneyimli bir mühendisle görüştü. Aynı olumlu yorumu aldı. Kaldı ki, Başkanın kendi de iyi bir mühendisti. Örneğin, belediye kasasından beş kuruş harcamadan yaptırdığı regülatör köprünün hemen altında elektrik santralini projelendirmiş ve aynı yapıyla Adana’ya 4,5 kilometrelik iç göl kazandırmıştı. Yani, daha sonra üretilecek enerjiyi peşin satarak koca bir tesisi kazandırmıştı. Gelin görün ki, DSİ, seddedeki bu genişletme düşüncesine şiddetle karşı çıktı.
Buna rağmen, kanal konusunda uzlaşılabileceğini düşünmek iyimserlik sayılmaz bence. Hatta biraz daha ileri giderek gölün münasip alanlarından da yararlanılabileceği akla gelebilir.
BİR İTİRAFIM VAR
Nasrettin Hoca “Kar helvasını ben icad ettm ama ben de beğenmedim” demiş ya; benimki biraz farklı. Kanal üstüne panel tesisini ben icad etmedim ama beğendim. Bir yabancı yayında, Korelilerin böyle bir projeyi adım adım büyüterek uygulamaya koyduklarını okudum. Sayın ilgililerin ferasetine güvenmekle birlikte, o yayındaki bir fotoğrafı da buraya alıyorum. El-alem yapabiliyorsa biz neden yapamayalım ki, öyle değil mi… Kesintisiz, temiz ve beleş sayılabilecek enerji…
Belki elin taşıyla elin kuşunu vurmuş oluyorum ama, amacım kentimize ve ülkemize ışık tutacak bilgi ve deneyim pırıltılarını yansıtmak. Bana bu yazıyı yazdıran ilham perisi de, Sayın Zeydan Karalar’ın açıklaması oldu.
Önümüzdeki günlerde konuyu bir de rüzgar boyutuyla ele alırız inşallah. Haydi Başkanım!.. Kolay gelsin!..
