Futbol Federasyonu bu sezon süper ligde ki kulüplerin kadrolarında 14 yabancı oyuncu bulunduracaklarını, bunun sekizinin aynı anda sahada forma giyeceğini, önümüzde ki sezonlarda bu sayının kademeli olarak düşürüleceğini açıkladı.
Futbol Federasyonu yetkilileri genelde bu kararı alırken elbette Kulüpler Birliği’nin öneri ve taleplerini ciddiye alıyor, ancak Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi yönetimi, bütçesi, ekonomik yönden hayli güçlü olan kulüplerin isteğine uyarladığı bilinmektedir.
Özellikle Anadolu kulüpleri gelirleri artsa da tamamı büyük borç batağında. Buna salgın nedeniyle seyirci hasılatından yoksunluk eklenince yama daha da büyüdü. Bundan 30-40 yıl kadar önce özellikle bakan, milletvekili, vali, emniyet müdürü ve diğer siyasilere yakın olmak ve işlerini genişletmek adına iş dünyasından birçok kişi kulüp başkanlığı için kulis yapar ve yarışırlardı.
Günümüzde iş insanları, sürekli küçülmeye gidiyorlar. Çekini, senedini ödeyemez durumdalar. Yerel yöneticilerde yasa gereği kulüplere büyük paralar aktaramıyor. Bu bağlamda kulüpler, başkan ve yönetici bulmakta zorlanıyor.
Geçen sezon süper ligde 358 yabancı, 336 Türk toplamda 694 futbolcu forma giydi. Yabancı sayısı Türk sporculardan daha fazla. Kaliteli yabancı futbolcuya kimse karşı çıkmaz. Futbolu, yaşantısı, profesyonel davranışlarıyla diğer oyunculara model olur. Ancak, Afrika köylerinden toplanarak getirilen İstanbul’da bazı semt sahalarında denenerek uyanık menajerler tarafından kulüplere pazarlanan vasıfsız siyahi futbolcular Türk futbolcusunun önünü keserek zarar vermektedirler.
Finalde Altay’a kaybeden 19-22 yaş ortalaması olan, bünyesinde hiç yabancı oyuncu bulundurmayan Altınordu Kulübü Başkanı Sanayici Seyit Mehmet Özkan’ın “Altay’ın şampiyonluğunu kutluyorum. Yabancısız ikinci olan Altınordu’nun neden adı geçmiyor? Samimi söylüyorum süper lige çıksaydık yine bünyemizde yabancı oyuncu bulundurmayacaktık” sözlerine şapka çıkartılır.
Bir dönemler başta Sergen Yalçın gibi yüzlerce sporcuyu keşfeden Serpil Hamdi Tüzün’ün çabaları asla unutulmaz. Profesyonel ligde bulunan tüm kulüpler, Altınordu örneğinde olduğu gibi, altyapıda en bilgili ve deneyimli antrenörlerle çalışarak, okul ve aile üçgeninde yeni yetenekler çıkarmalıdır. Bu sistem bir yabancıya ödenen transfer ücretiyle yaşama geçirilebilir.
Avrupa kupalarında yarışacak kulüpler kaliteli yabancı futbolcularla kadrolarını güçlendirebilirler. Transfer, maaş, prim ve vergi borçlarından adeta çökmüş olan Anadolu takımları nasıl yapsın? Böylece kulüpler arasında dengesizlik ve uçurumlar oluşuyor.
3 büyükler belki tenezzül etmez, Ancak Anadolu kulüplerinin yönetici ve antrenörleri Altınordu Kulübü’nün altyapı reçetesini uygulamalı. Aksi halde borçlar katlanarak kulüpleri çıkmaza sürükleyecektir. Federasyonda yabancı sayısını azaltmak adına caydırıcı çalışmalar başlatmalıdır.
