YÜZMEDEN KOPAMAYAN REKORTMEN UÇAN ALBAY: ERKAN TOKYÜREKLİ

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Erkan Tokyürekli 11 Eylül 1960 yılında Adana da doğdu. İlk okulu Kazım Karabekir, Orta okulu İstiklal orta okulunda, Liseyi ise Erkek Lisesi’nde tamamladı. 1979 yılında Kara Harp Okuluna girmeyi başardı.

Yüzmeyi 9 yaşında babası Muammer Tokyürekli tarafından Seyhan Baraj Gölü’nde öğrendi. 10 yaşında Atatürk Yüzme Havuzu’na gelerek yarışmalarda katılmaya başladı. İlk antrenörü milli ve rekortmen yüzücü Ünsal Fikirci oldu.

Daha sonra ki yıllarda Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde lisansı çıktıktan sonra antrenör Şahin Ciğer ile birlikte yüzme ve sutopunu geliştirdi.

TDSS Kulübü’nde antrenör Canan Bencan’dan büyük destek görerek yüzmeyi geliştirdi.1977-1979 yıllarında 100 metre kelebek ile 100 metre sırt ve 200 metre karışıkta Türkiye birincisi oldu.

1983 yılında Ordu donatım Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Balıkesir, Siirt, İstanbul, Ankara, Elazığ da Kara Kuvvetlerine ve Genel Kurmaya bağlı birlikler de çalışarak Kıdemli Albay rütbesiyle 2010 yılında emekli oldu.

Türk Silahlı Kuvvetler ve Muhafız Gücü Spor Kulübü’nde yüzdü, sutopu oynadı ve birçok şampiyonluklar kazandı.

Emekli olduktan sonra eşiyle birlikte masterlarda yüzmeye devam eden ve 50’yi aşkın rekoru bulunan Erkan Tokyürekli sorularımızı şöyle yanıtladı:

Kendinizden söz eder misiniz ? Kaç yaşındasınız? Eğitiminiz nedir? Hangi sporlarla ilgilendiniz? Yüzmeyi nerede ve kimden öğrendiniz?

1960 Adana doğumluyum. Tarihi Adana Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Kara Harp Okulu’nu kazanarak subay oldum. Çınarlı Mahallesi’nde oturuyorduk.  Komşu çocuklarından sporcu olarak Haydar, Zafer, Ferhat, Hüsnü Çakırgil vardı. Babam Muammer Tokyürek sporu seven ve yararına inanan birisiydi. 8-9 yaşlarında beni zaman zaman Seyhan Baraj Gölü’ne götürerek yüzmeyi öğretti. 10 yaşında çok istediğim ve evimize yakın olan Atatürk Yüzme Havuzu’nda giderek kendimi geliştirdim. Yarışmalara katılmaya başladım.

Atatürk Yüzme Havuzu’nda kendinize model aldığınız sporcular kimler di ? Ayrıca, hangi antrenörlerle çalıştınız? Ne gibi dereceleriniz var dı ?

Jenerasyon olarak çok şanslıydık. Çünkü önümüzde Ayhan Karataş, Erdal Acet, Bora Özkök, Tuncay Şenyüz ve daha birçok milli ve rekortmen sporcular vardı. Fırsat buldukça onların antrenmanlarını ve yarışlarını izlerdim. Havuzda ilk antrenörüm rahmetli milli ve rekortmen yüzücü ayrıca 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’na katılan Ünsal Fikirci oldu. Yüzmemi beğenen Ünsal ağabey beni antrenmanlarına aldı. İlk lisansım Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nden çıktı. Burada Kulüp Başkanı eski milli yüzücü Feridun Deveci yüzme, sutopu, yelken ve kürek sporlarına büyük önem veriyordu. Yüzmede antrenörlerim Şahin Ciğer ve eski Romanya milli takımı sporcusu Canan Bencan’dan çok yeni şeyler öğrendim. Hafta sonu yapılan hediyeli yarışlara sürekli girerek derecelerimi geliştirdim. Defalarca milli takım adına yarışlara katıldım. Özellikle gençlere önem veren ve model aldığım Tuncay Şenyüz’ün desteğiyle sutopunu geliştirdim.

1977-1979 yılları arasında 100 metre sırt, 100 metre kelebek, 200 metre karışıkta Türkiye birincisi oldum. Diğer branşlarda ise Türkiye genelinde ilk 3 arasına giriyordum. Kendime güven geldi. 1978 yılında, İzmir de yapılan Dünya spor oyunları yarışmasında 200 metre karışıkta Dünya dokuzuncusu oldum.

1978 yılında Kıbrıs da düzenlenen, Açık su yarışmasın da  (Çıkarma Plajından Girne kalesine kadar) en iyi dereceyi yaparak birinci oldum.

Sanıyorum en verimli döneminizde herkesin rüyası olan Kara Harp Okulu’nu kazandınız. Burada yüzmeyi sürdürdünüz mü? Ne gibi başarılarınız oldu?

1979 yılı yazında Türkiye şampiyonu olduktan sonra Kara Harp Okulu’na müracaatımın kabul edildiğini öğrendim. Bizi Urla/Menteş öğrenci Eğitim, Atış ve Tatbikat bölgesine götürdüler. Burada yaşamım boyunca unutamadığım ilginç bir olay yaşadım. Burada Televizyon izlerken Balkan Şampiyonası kadrosunda olduğumu öğrendim. Yemin etmemiş olduğumdan dolayı gerekli izin verilmedi. Dolayısıyla Balkan şampiyonasına gidemedim. Ayrıca Türkiye’den Manş Denizi ilk kez geçen Nesrin Olgun Arslan beni çok sever ve beğenirdi. Onunla birlikte İngiltere’ye gidecektik. İzin için şansımı denedim. Olmadı. Her iki olayı yaşayamadığım için çok üzülmüş ve kahrolmuştum. Silahlı kuvvetlerin ne denli disiplinli olduğunu öğrenmiş oldum. Bunu daha sonra ki subaylık görevimde de ilke edindim.

1979-1986 yılları arasında Harp okulları, Türkiye Silahlı Kuvvetler yüzme yarışlarına ve Muhafız Gücü ve Kara Gücü Spor Kulübü Takımında çok sayıda birinciliklerim bulunmaktadır.

Subay olarak nerelerde görev yaptınız ? Ne zaman emekli oldunuz ? Şimdilerde neler yapıyor sunuz ?

1979 yılında yazılı, sözlü ve atletik sınavları kazanarak Harp Okulu’na girmeyi başardım. Bunda milli sporcu olmanın da önemli yararlarını gördüm.1983 yılında Ordu Donatım Teğmen rütbesiyle mezun oldum. Genel olarak görevimiz silahlı kuvvetlerin savaş gereçlerini, araçlarını ve bunlara benzer her türlü ihtiyaçlarını sağlamaktı. Ankara’dan sonra Balıkesir, Siirt, İstanbul, Elazığ da Kara kuvvetlerine ve Genel Kurmaya bağlı birlikler de çalıştım. İstanbul’da görev yaptığım yıllarda Yıldız Teknik Üniversitesi’nde müzecilik dalında organik ve inorganik malzemelerin depolanması konusunda tezli yüksek lisansımı tamamladım. Kıdemli Albay Rütbesiyle 2010 yılında emekli oldum.

Sanıyorum, masterlarda çok başarılı oldunuz. Türkiye ve yurt dışında hangi yarışlara katıldınız? Rekorlarınız var mı?

Türk Silahlı Kuvvetlerden emekli olduktan sonra Masterlar da yüzmeye ve açık su yarışmalarına katılmaya başladım. Bu arada 10 yıl içinde 100 ve 200 metre sırt üstü, 200 ve 400 metre serbest, 100-200 metre kelebek, 200 ve 400 metre karışık, 200-400 metre serbest dallarında 50’yi aşkın rekor kırarak tanınmaya başlandım. Birçok önemli yarışlara isim olarak davet edildim.

2011 yılında Yalta/Ukrayna Avrupa Yüzme Şampiyona’sın da 200 metre sırtüstünde 5 nci, 2015 Kazan/Rusya da yapılan Dünya yüzme yarışmasında 400 metre karışık yarışmasında 6.ncı, 200 metre sırtüstünde 7.nci oldum.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından düzenlenen Samsung Kıtalararası Uluslararası İstanbul Boğazı yarışlarında 2015 ve 2020 yılları arasında 5 yıl üst üste birincilik elde ettim.  KEV Eğitim Vakfı’nın “Sen yüzdükçe Eğitimsiz Kadın Kalmayacak” Projesi’ni başlattım.2016 yılında Çanakkale Boğazı yarışında birinci oldum.  

Mais-Kaş,  Aquamaster,  Dalyan (İztuzu), Fethiye Ölüdeniz  acık su yarışı 2019, Kuzey Kıbrıs Kısa kulvar ve Açık su yarışma birincilikleri (2015-2016- 2017-2019 yıllar arası)  ve diğer organizasyonlarda Birinciliklerim ve rekorlarım bulunmaktadır. 

2017 yılında, Hacettepe üniversitesi takımı olarak altı kişi soğuğu, dalgasıyla ünlü Fransa İngiltere arasında ünlü Manş’ı denizi benimle birlikte Prof. Dr. Sadık Ersöz, Doç. Dr. Güneş Kibar, Mühendis Dr. Volkan Naltbantoğlu, Yüksek Mühendis Temel Yakşi, öğretim görevlisi Erman Akkaya yüzerek geçtik.

Bu yarışların büyük çoğunluğuna son yıllarda Ankara Üniversitesi adına bana itici güç olan ve destek veren esim Emine Tokyürekli de katıldı ve önemli dereceler elde ettik.  Çocuklarım Eralp ve Ecem de iyi yüzerler ancak işleri nedeniyle yarışlara katılamıyorlar..

ŞENYÜZ: “ERKAN SUBAYLIĞI TERCİH ETTİ. YOKSA AVRUPA ÇABINDA YÜZÜCÜ OLURDU”

Milli ve rekortmen eski yüzücü Tuncay Şenyüz, Erkan’ın nezaketli, disiplinli, çalışkan ve yetenekli bir sporcu olduğunu, ekmeğini kazanmak adına subaylığı seçerek yüzmeden uzun yıllar uzak kaldığını, buna rağmen Türkiye genelinde önemli dereceleri bulunduğunu söyledi.

Erkan Tokyürek’in yanı sıra Han Batur, Zafer ve Haydar Çakırgil, Tufan Gerek, Çetin Canbolat gibi sporcuları özel antrenmanlara aldığını ifade eden Tuncay Şenyüz, şöyle devam etti:

“Erkan’ın iyi bir yüzücü olmasında babası Muammer ağabeyin büyük payı var. Tüm yarışları izleyerek destek verirdi. Oğlu ile gurur duyardı. Erkan haklı olarak, ekmeği ve geleceği için subaylığı tercih etti. O dönemlerde Harp Okulu’na girmek öyle kolay değildi. Harp Okulu’nda da 5-6 yıl spor yaptıktan sonra ordu donatımda olduğu için farklı illerde görev yaptı. Gittiği illerde yüzme havuzu ve yeterli zaman olmadığı için yüzmeden 15-20 yıl kadar uzak kaldı. Şayet, Erkan yüzmeyi devam ettirseydi, Avrupa çapında yüzücü olurdu. Gerçi, emekli olduktan sonra bir dönem aynı kulüpte masterlarda yarışlara katıldık. 50’yi aşkın rekor kırdı. Hatta her yarış ve rekordan sonra beni arayarak kendiyle beni mukayese ederdi. Erkan’ın 4 branşı da iyiydi. Çok severim yolu açık olsun.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor