YÜZÜCÜ AVCISI JET MEHMET: MEHMET ORMERAL

HAZIRLAYAN:  RAMAZAN ŞANIVAR

Mehmet Ormeral 14 Ekim 1947 yılında Adana’da doğdu. İnkilap İlkokulu’nun ardından orta ve lise eğitimi tarihi Erkek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra da Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldu.

Okul dönemlerinde çeşitli spor dallarıyla yakından ilgilendi. Ailesinin desteğiyle 12 yaşlarında Atatürk Yüzme Havuzu’na gelerek yüzme milli sporcu, hakem ve antrenör Nihat Erdem’den öğrendi. Daha sonra hafta sonları yapılan yarışlara katıldı.

Serbest stilin yanı sıra sırt yüzmeye önem verdi ve kendine milli, rekortmen sporcu Behçet Kurtiç’i model aldı. 50 metre serbestte ilk madalyasını kazandıktan sonra diğer milli ve rekortmen sporcuların antrenman ve yarışlarını izleyerek kendini sürekli geliştirdi. En ciddi rakipleri, Mustafa ve Erdal Acet kardeşler, Bora Özkök, Tuncay Şenyüz ve Gürhan Bencan’dı.

Mehmet Ormeral, yüzmenin yanı sıra sutopu da oynamaya başladı. Karataşspor lisansıyla yarışan Ormeral, Ankara, Bursa ve İstanbul Lido ile Burgazada da gerçekleştirilen Türkiye Sutopu Şampiyonalarına katıldı. Özellikle bir turnuvada gol krallığına ulaştı.

Adana yüzmesinin gelişmesinde önemli hizmetleri bulunan dönemin başarılı Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka’nın desteğiyle 1965 yılında yüzme antrenörlüğüne başlayan Mehmet Ormeral, kolu, ayağı düzgün olan, istiklal vaat eden yüzücüleri belirleyerek bunları kısa zamanda hızlı bir şekilde yarışmaya hazırlamasıyla tanındı. Hatta bu nedenle havuzda ki milli ve rekortmen yüzücüler kendisine “Jet Mehmet” lakabını taktılar.

Ahmet Bozdoğan ile Ahmet Gökbuket gibi milli ve rekortmen yüzücüleri de keşfeden Mehmet Ormeral, iş yaşamında da hayli başarılı oldu. Sabancı grubuna ait SASA Fabrikasında 34 yıl üst düzey yönetici olarak görev yaptı.

1960-1980 yılları arasında Atatürk Yüzme Havuzu’nda aile ortamında ki dostluğu yaşamı boyunca unutamayacağını ifade eden Mehmet Ormeral, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Kendinizden söz eder misiniz ? Eğitiminiz nedir? Hangi sporlarla ilgilendiniz ve yüzmeye nasıl başladınız ?

14 Ekim 1947 yılında Adana’da doğdum. İlkokulu İnkilap, orta ve liseyi de Erkek lisesinde tamamladım. Daha sonra Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun oldum. 10 yaşından sonra yerimde duramayan hareketli bir çocuktum. O dönemlerde mahalleden bazı çocuklar sulama kanalına ve Seyhan Baraj gölüne ailelerinden habersiz gidiyorlardı. Boğulmalar yoğun yaşandığı için ailem beni Atatürk Yüzme Havuzu’na götürerek milli yüzücü, hakem ve antrenör Nihat Erdem’e teslim ettiler. Birden kendimi ünlü, rekortmen sporcuların içinde görünce hem şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Okul dönemlerimde futbol ve farklı sporlarla yakından ilgilendim. Ancak, bana en uygun olan sevdiğim yüzmeyi tercih ettim.

Yüzmede kimi model aldınız ? Hangi branşta yüzdünüz ? Yüzmenin yanı sıra sutopu da oynadınız mı, ne gibi dereceleriniz var ?

Yüzmede o dönemlerde özellikle sırt branşında rekorlar kıran ve milli takıma çağrılan Behçet Kurtiç’i model aldım. Behçet ağabey bizden büyüktü. Onun ve diğer milli, rekortmen yüzücülerin antrenman ve müsabakalarını yakından izlerdim. Böylece kol ve ayak koordinesini, nefes almayı geliştirdim. İlk madalyamı 1965 yılında 50 metre serbest sitilde aldım. Ayrıca yanında Ruhi Polisçi ve diğer büyüklerin esnaftan topladıkları hediyelerde verdiler.  Çok keyiflendim. Kendime güven geldi. Antrenmanlara daha çok önem verdim. Adana genelinde özellikle sırt branşında önemli dereceler elde ettim. Ciddi rakiplerim vardı. Mustafa ve Erdal Acet kardeşler, Tuncay Şenyüz, Bora Özkök, Gürhan Bencan ve Turan Demirdal’ı geçmek çok kolay değildi. O dönemlerde havuzda yüzenler aynı zamanda sutopu da oynarlardı. Bu konuda Fahri Gez’i çok beğenirdim. Aynı zamanda yüzme ve sutopunda iyi de bir antrenördü.  Karataşspor olarak, Ankara, Bursa, İstanbul Lido, ve Burgazada gerçekleştirilen Türkiye Şampiyonaları’na takım halinde katıldık. Rahmetli Karataşspor’un kurucusu, eski milli atlet Ökkeş Koşkun’dan ağabey, arkadaş, baba, antrenör olarak çok destek gördük. Tüm sorunlarımızla yakından ilgilenirdi. Bir keresinde sutopu turnuvasında gol kralı da oldum.

Hakemlik ve antrenörlük yaptınız mı ? Milli takıma sporcu kazandırdınız mı?

Hakemlik yapmadım. Bana yüzme öğreten Nihat Erdem uzun yıllar acemi yüzücülerinde baş antenörlüğünü yaptı. Benim ciddi ve kurallı olduğumu bildiği için acemilerin antrenörlüğünü yapmamı önerdi. Yine beni yakından izleyen ve beğenen dönemin Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka, yeğeni Ayşe’ye yüzme öğretmemi rica etti. Çok mutlu oldum. Adana altın dönemini Cemil Oka’nın sayesinde yaşadı. Tüm olanakları seferber eden Cemil Oka, beslenme sorunu yaşayan gelecek vaat eden sporculara Muharrem Gülergin’in ünlü Gar lokantasında hem de 3 öğün yemek yemelerini sağladı. Mekânı cennet olsun.  Cemil Oka’nın hakkını ödeyemeyiz. Ali Şahin Uçar, Hüseyin Burgullu, İrfan Akkaya, Hüseyin Şenöz, Cemil Şahbaz ve Hakkı Ecesoy ile birlikte acemi kursunda yüzlerce öğrenciye yüzme öğrettik. Bunun yanı sıra onların arasından kolu ve ayağı düzgün olanları da yarışmalara hazırladık. Bu kurslara katılan birçok öğrencimiz kulüplerde lisanslı sporcu olmalarını da sağladık. Havuzda bu nedenle arkadaşlar bana Jet Mehmet lakabını takmışlardı.

Antrenörlüğünüzde yetiştirdiğiniz ve milli takıma girmelerini sağladığınız sporcunuz oldu mu? Bir de o dönemlerde Adana’da onlarca sporcu rekor kırdı ve milli takımlara gitti. Bu nasıl gerçekleşti?

Türkiye’de ilk yapılan modern havuzlardan birisi etrafı hurma ve palmiye ağaçlarıyla çevrili Atatürk Yüzme Havuzu’dur. Başta Muharrem Gülergin olmak üzere, daha sonra ablamla evlenen milli sutopu kalecisi ve gazeteci Aytaç Pekkoçak, Ünsal Fikirci, bayanlarda Ökkeş ağabeyin kızı Gülşen Koşkun gibi önümüzde bir çok model aldığımız sporcular oldu. İyi bir aile ortamı vardı. Herkes birbirine saygılı ve nezaketliydi. O dönemlerde kronometre herkeste yoktu. Kolumuzdaki saatle antrenmanda kaç yüzdüğünü takip ederdik.  Fahri Gez, Behçet Kurtiç, Mustafa ve Erdal Acet kardeşler, Tuncay Şenyüz, Bora Özkök, . Daha sonra da Yılmaz Boztay, Ayhan Karataş, Faruk Morkal, Ahmet Bozdoğan, Ahmet Gökbuket rekorlar kırdılar ve milli takıma seçildiler. Yüzme ve sutopu milli takımının yarısı Adanalılardan oluşurdu.

Bu arada Ahmet Bozdoğan’a Ünsal Fikirci ile birlikte bir nebze de olsa emeğim var. Ahmet Bozdoğan’ın kolu çok güçlü olmasına rağmen ayak zayıftı. Bunun giderilmesi için büyük çaba gösterdim. Ahmet çok inatçı ve hırslı birisiydi. 12 yıl rekorların yanı sıra milli takımın değişmez oyuncusu oldu.  Şayet Ahmet Bozdoğan bir Avrupalı deneyimli antrenörün elinde olsaydı dünya genelinde yüzücü olurdu. Aynı şekilde Ahmet Gökbuket’i de Fahri Gez ile birlikte katkım oldu. Gökbuket’in allah vergisi kolu da ayağı da iyiydi. İlginç bir olayı anlatmak isterim. İki Ahmet birlikte yarışa girmeyi istemezlerdi. Ayrı serilerde yüzmeyi tercih ederlerdi. Sutopu maçlarında penaltıları tekniği iyi olduğu gibi daha sakin olan Ahmet Gökbuket’e attırırdık. Genelde gole çevirirdi.

Bu arada askerliğimi de asteğmen olarak o dönemlerde Gaziantep’in ilçesi olan Kilis’te Martavan 3 Hudut Jandarma Taburu’nda yaptım. Orada kaçakçılara göz açtırmadık. Orada yaşadıklarım adeta kitap olur.

Biraz da iş yaşamınızdan söz eder misiniz ? Sanıyorum Sabancı Holding bünyesinde SASA’da uzun yıllar üst düzey yönetici olarak görevde bulundunuz. Emekli olduktan sonra neler yaptınız ?

Sabancı Holding’de 1972-2005 yılları arasında 35 yıllık aralıksız stok, sevkiyat müdürü ve farklı birimlerde görev yaptım. Özdemir ve Ömer Sabancı bana çok güvenirlerdi. 9 Ocak 1996 tarihinde menfur bir cinayete kurban edilen Özdemir Sabancı,  Tarsus Amerikan Koleji ve yurt dışında çok iyi bir eğitim almış ve kimya mühendisi olmuştu. Holding kadar ülkesini düşünen, girişimci, yenilikçi, istihdamı yaratan, farklı ürünlerle dikkati çeken ailede beyin görevi yapan birisiydi. Petrol kuyusu dışında adeta her şeyimiz vardı. İthal ettiğimiz tüm ürünleri hem kendi bünyemizde ürettik, hem de diğer kuruluşlara sattık. Özdemir bey, son yıllarında Yumurtalık’ta çok arsalar aldı. Bölgemizi kurtaracak yatırımlar düşünüyordu. Böyle değerli bir iş adamına yazık ettiler.

Emekli olduktan sonra aileme zaman ayırdım.  Eşimle birlikte yurt dışında merak ettiğimiz ülkelere gittik. Şu anda pandemi nedeniyle bir yere çıkamıyoruz. Dostlarımı sürekli ziyaret ederim. 3 çocuğumu da yüzmeyi ben öğrettim. Fırsat buldukça yazlıkta yüzerim. Sağlığıma dikkat ediyorum.

BOZDOĞAN: “MEHMET AĞABEY YÜZÜCÜLERİN TÜM SORUNU ÇÖZERDİ”

Federasyon eski başkanı milli ve rekortmen yüzücü Ahmet Bozdoğan,  Mehmet Ormeral’in kendi üzerinde büyük emeklerinin bulunduğunu, ilk hocası sayıldığını belirterek, “Mehmet ağabey, heyacanlı, hızlı, arkadaş canlısı birisiydi. Havuzda tüm yüzücülerin sorunlarının çözümünde destek olurdu. Bu nedenle kendine Jet Mehmet lakabını takmışlardı” dedi.

Bozdoğan, Mehmet Ormeral ile bir anısını şöyle anlattı:

“Adana’da Demirspor, Türkiye genelinde ise Galatasaray’a özel bir sempatim var. Bu nedenle genç yaşlarımda İstanbul’a Galatasaray Lisesi sınavlarına gittim. Sporcu olduğumu da söyledim. O dönemin efsane yüzücü ve antrenörü Yılmaz Özüak, beni çok ciddiye almadı. Yeşilyurt Havuzu’nda serbest ve kelebekte birinci gelince bana olan tavrı değişti. Galatasaray Lisesi’ni kazandığım halde bir müddet sonra dayanamayıp Adana’ya döndüm.  Atatürk Havuzu’na gittim Mehmet Ormeral’a durumu anlattım. Ayrıca 50 metreyi kaç dakikada yüzeceğime bakmasını rica ettim. Belli ki bana kırılmıştı. Sonra gerçekten beni sahiplendi. Bana yüzmeyi sevdirdi. Kollarımı ve ayaklarımı daha hızlı kullanmamı sağladı. Rakiplerim Şevket Erden ve Adnan Aksoğan ve Kemal Oyuntu’ydu. Sonra da yüzmede rahmetli Ünsal Fikirci, sutopunda ise Fahri Gez’den büyük destek gördüm. Mehmet Ormeral, sporcu, antrenör, hepsinden öte insan olarak mükemmel birisi.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor