BULUT: ZEHİRLENİYORUZ!..

Burhanettin Bulut,Adanalı  narenciyecilerin “Biz Avrupa’ya vitamin gönderiyoruz. Onlar bize zehir gönderiyor” dediğini belirterek , Cumhurbaşkanı’nın “Artık Türkiye, eski Türkiye değil, faırklı bir lige çıktık” sözünü hatırlatarak, Avrupa’nın çöp sömürgesi olduğumuzu dile getirdi. CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısında Adana’nın Avrupa’nın çöp sömürgesi olduğunu söyledi ve ZEHİRLENİYORUZ dedi..

Bulut yazısında üreticinin “Ben Ayvrupa’ya vitamin gönderiyorum, onlar bize zehir gönderiyor” diye tepki gösterdiklerini vurguladı..

………………….

ADANA (BÖLGE)-CHP Adana Milletvekili Milletvekili Burhanettin Bulut, Avrupa”dan Adana”ya gönderilen plastik atıkların, halkın yoğun tepkisiyle karşılandığını vurguladı.. Bulut, Cumhuriyet”teki yazısında konuyu şöyle dile getirdi.

Erdoğan’ın, “Artık Türkiye, eski Türkiye değil, farklı bir lige çıktık” dediği günlerde Avrupa’nın en büyük plastik atık ülkesi haline geldik. Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına giremedik ama gerçekten farklı bir lige çıktık. Sanayi ya da tarımsal “üretimle” değil ama Avrupalının “çöp sömürgesi” olduk.

NEREDEN ÇIKTI?

Türkiye’nin “çöp sömürgesi” olmasına giden yolun taşlarını Çin döşedi. Avrupa’nın atık ve hurdaları nedeniyle Çin’de çevre ve hava kirliliği doruğa çıkınca 2018 yılında radikal bir karar alan Pekin, “Artık kendi atığımla ilgileneceğim” diyerek çöp ithalatını durdurdu. Çin, plastik atıkların ülkeye girişini yasaklayınca doğasını ve kendi insanının sağlığını düşünen Avrupalılar, yeni çöp merkezi arayışına girdi. Önce, Malezya, Tayland, Vietnam, Sri Lanka gibi Güneydoğu Asya ülkeleri yeni çöp sömürgeleri haline getirildi. Fakat bu ülkelerin altyapıları yeterli olmadığı için vahşi çöp politikası altı ayda çöktü. O tarihten sonra Almanya, İngiltere, Fransa ve Belçika başta olmak üzere Avrupa’nın çöp konteynerlerinin yeni rotası Türkiye oldu. Dört yılın sonunda Avrupa’nın plastik çöpünü en çok ithal eden ülke haline geldik. Plastik atık ithalat 200 kat arttı, 2020’de 660 bin ton ile rekor üstüne rekor kırdık.

Burada da hazindir ki tarih boyunca bereketli topraklarıyla, efsaneleriyle, sanatı ve edebiyatıyla öne çıkan Adana adeta kurban edildi. Alman ve İngiliz TV kanalları, Avrupa’nın çöp merkezi haline gelen Adana’yı sürekli ekranlarına taşıdı. Salgınla birlikte kullanımı artan, denetimi yapılmayan, kaynağında ayrıştırılmayan atıkların Adana’da yasadışı olarak dere kenarlarına, tarım alanlarına döküldüğü, açıkta yakıldığı üzerine haberler yapıldı. Üstelik ithal edilen çöplerin önemli bir kısmı geri dönüşümü mümkün olmayan çöplerden oluşuyordu.

ZEHİRLENİYORUZ

Bu atıkların çoğu ne yazık ki beş yüz yıl, hatta bin yıl boyunca doğaya karışmıyor. Sadece bugünümüze değil yarınlarımıza da ipotek koyuyor. Plastik atıkların yasadışı yakılması sonucu çevre felaketinin kapısı aralanıyor. Yanmayla ortaya çıkan ağır metal, dioksin, furan ve kalıcı organik kirleticiler toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışarak doğaya ve insan sağlığına geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Sadece plastik çöp değil, biyolojik açıdan tehlikeli olan, diğer çöplerle karışmaması gereken tıbbi atıklar da ya yakılıyor ya da doğaya kontrolsüz bir şekilde atılıyor. Greenpeace, Adana’da beş farklı çöp döküm alanından aldığı toprak, kül, su ve tortu gibi örnekler üzerinde yaptığı incelemede toprakta kanserojen, toksik kimyasal maddeler tespit etti. Adana topraklarında kanserojen madde miktarının, normalden 400 bin kat fazla olduğu saptandı. Bu oran Türkiye topraklarında rapor edilen en yüksek toksik düzey.

ÜZÜM AVRUPALIYA…

Son olarak bir gazeteci Londra’daki üç plastik çöp poşetinin içine GPS yerleştirdi. Çöpün ikisinin 3200 kilometre yol yapıp Adana’ya geldiğini tespit etti. Dört yıldır plastik çöp haberlerine kör-sağır-dilsiz kalan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Haber ve haberin içeriğinde yer alan tüm bilgiler tamamen asılsızdır” diye nihayet bir açıklama yaptı. Bakanın açıklamalarının aksine İngiltere’de Almanya’da tüketilen plastik ürünlerin ambalaj atıklarını Adana’nın merkez ilçelerinde bulmak zor olmadı. Acı ama gerçek: Doğası, çevresi, havası, suyu Yaşar Kemal’in romanlarına konu olan Çukurova’nın bereketli toprakları, plastik çöplerle doldu. Çukurova artık İnce Memed’iyle, kebabıyla, tarihiyle değil, çöpüyle anılır oldu.

Adanalı narenciye yetiştiricisi isyanını, “Ben Avrupa’ya vitamin gönderiyorum, onlar bize zehir gönderiyor” diye haykırıyor. Manisa’nın çekirdeksiz üzümünün ambalajının İngiltere’den Türkiye’ye gönderilmesine ne demeli? Üzümü Avrupalıya, çöpü Türkiye’ye… Bir yandan “sıfır atık” projesi uygulanırken, markette poşetleri paralı yaparak çevrecilik oyunları oynarken, bir yandan Türkiye’yi Avrupa’nın çöp sömürgesi haline getirmek ikiyüzlülük değil de nedir?

Sonuçta, yerli ve milli sözcüklerini dilinden düşürmeyen AKP iktidarı, Türkiye’nin bereketli topraklarını Avrupa’nın plastik çöplerine teslim etti. Türkiye’ye plastik çöp ithal edilmesi bu ülkeye yapılan en büyük ihanettir. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik çöküşünü yaşadığımız bir dönemde Avrupalının çöpünden gelir elde etmeye uğraşıyoruz. Bu da yeni sömürgeciliğin bir izdüşümüdür. Çünkü yeni sömürgecilik zengin ve güçlü ülkelerin fakir ve zayıf ülkeleri daha çok ekonomik güç kullanarak dolaylı bir şekilde kontrol altında tuttuğu bir tür emperyalizmdir. AKP iktidarı, bizi Avrupa’nın çöpüne dahi muhtaç hale getirmiştir.

İşte AKP’nin ekonomi politikasının vaat ettiği gelecek.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor