ESKİ RAMAZANLAR

Ramazan ayı her yıl olduğu gibi bu yıl da gelip çattı. Ancak, gördüğümüz kadarıyla Ramazan ayının eski tatlarından birçoğu artık geride kalmış gibi görünüyor. Birçok kişi tarafından dört gözle beklenen, adeta bir bayram havası yaşanan bu ayın, eskisi gibi coşkulu ve anlamlı geçmediği söylenebilir.

Öncelikle Ramazan ayı, bir zamanlar birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma duygularının doruğa çıktığı bir dönemdi. Komşular bir araya gelir, iftar sofraları kurulur, misafirlikler sıklaşırdı.

Ancak bugün maalesef iftar sofralarında eski sıcaklığı, samimiyeti ve hoşgörüyü bulmak oldukça zorlaşmış durumda. Teknolojinin hızla ilerlemesi, sosyal medyanın hayatımızın her alanını işgal etmesi ve bireysel yaşam tarzlarının öne çıkması, Ramazan ayının sosyal etkileşimini olumsuz etkilemiş gibi görünüyor.

Bir zamanlar ezan sesleriyle birlikte mahallelerde bir sessizlik hâkim olurdu. En yoğun saatlerde bile sokaklar adeta bir sessizlik denizine dönerdi.

Ancak günümüzde insanlar Ramazan ayının tadını çıkarmak yerine, yoğun iş temposu ve stresli yaşam koşulları nedeniyle hızla hayatlarına geri dönmek istiyor gibi görünüyor.

İnsanlar iftar sonrası hemen televizyonlarına ve bilgisayarlarına sarılıyor, dışarıda vakit geçirmek yerine evde daha çok zaman geçirmeyi tercih ediyor. Bu durum, Ramazan ayının ruhunu ve amacını zayıflatıyor.

Ramazan ayı, birçok kişi için ibadet ve maneviyatla yoğrulmuş bir dönemdir. Oruç tutmak, ibadetlerini tamamlamak, Kuran’ı hatmetmek gibi faaliyetlerle ruhlarımızı besleriz.

Ancak günümüzde Ramazan ayı daha çok açlıkla ve susuzlukla, iftar sofralarının zenginliğiyle özdeşleşmiş durumda. İbadetler geri planda kalırken, oruçlu olmanın getirdiği zorluklar ön plana çıkıyor.

Dolayısıyla, Ramazan ayının manevi yönünün eksik kalması da bu ayın eski tadını kaybetmesine neden oluyor.

Ramazan ayının ticari bir hal alması da eski tatların kaybolmasında etkili olmuş gibi görünüyor.

Özellikle büyük şehirlerde, Ramazan ayı süresince büyük alışveriş merkezleri, restoranlar ve kafeler tıklım tıklım doluyor. İftar yemekleri için rezervasyon yaptırmak, iftarlık satın almak gibi yeni trendler ortaya çıkıyor.

Tüm bu ticari baskı ve rekabet, Ramazan ayının özünden uzaklaşmasıyla sonuçlanıyor.

Neticede geldiğimiz noktada Ramazan ayının eski tadının kalmaması acı bir gerçek gibi karşımıza çıkıyor. Ancak bu durumu değiştirmek elbette bizim elimizde. Komşularımızla sohbet etmek, iftar sofralarını paylaşmak, ibadetlerimize daha çok vakit ayırmak gibi küçük adımlarla Ramazan ayının eski çekiciliğini geri kazanabiliriz. Unutulmamalıdır ki asıl önemli olan Ramazan ayının manevi yönüdür ve bu duyguları yaşayabilmek için çaba sarf etmek gerekmektedir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor