ESKİ TÜRKLERDE HUKUK

Orta Asya Türkleri, çok esik zamanlardan beri yargıda eşitliği temel alan, hızlı işleyen, herkesin kolayca anlayabileceği, adil bir hukuk düzeni kurmuştur. Uluslararası hukuktan, aile ve mülkiyet hukukuna dek, toplumun tüm sorunlarını kapsayan yasal düzenlemeler (töreler) vardır. Bunlar,sonraki dönemleri de etkilemiş, Türk toplumlarında köklübir toplumsal ahlak anlayışıoluşturmuştur.

Orta Asya’da toplumun genel çıkarlarını etkileyen alanlarda kamu mülkiyeti yaygındı, ancak yerleşik bir kişisel mülkiyet kavramıda vardı. Otlaklar ortak, hayvanlar ve bahçeler, evler, znaaat araçları kişisel mülklerdi. Hayvanlara vurulan damgalar, onlarınsahiplerini belli ederdi. Mülkiyeti ilgilendiren konularda bir sözleşme (bıçgas) yapılırdı. Taraflar bu sözleşmeye (bıçgas) uyardı. Sözleşmeler (bıçgas) törenle yapılır, özgür isteğe bağlı yükümlenmelerdi. Bu yükümlenmeye ant denilirdi.

Türkler ant koşullarına ve baçığ adı verilen uluslararası sözleşmelere çok önem verirlerdi. Sözünü yerine getirmeme yani baçığlarla kabul edilen yükümlülüklere uymama, asla düşünülmezdi, en büyük ayıp sayılırdı.

Esik Türklerin hukuk düzeninde, ayrımsız herkesin sorumluluğu olduğu ceza yasaları vardı. Yasalar, disipline balğı bir güvenlik örgütü aracılığıyla ödünsüz uygulanırdı. Hızlı ve adil karar veren mahkemeler, suçluları ayrım gözetmeden yargılardı.

Gözaltı süresi on günden çok olamazdı. “Vatana ihanet, savaşta gevşeklik, ülke çıkarlarını yabancı ülkelere karşı korumama, elçilik görevlerinde kusur, ağır siyasi suçlar, cinayet, ırza geçme, bağlı at’ı çalma, soygun, ağır adi suçlardı ve cezası ölümdü. Genç kızları aldatanlar, yüksek mal ve tazminat ödemeyle cezalandırılır. Adam yaralamalar, yaranın durumuna göre ceza öderdi. Bağlı olmayan at’ı çalanlardan, çaldığı at sayısının on katı ceza alınırdı. Bu suçlarda hafif adi suçlardı.”

Suç ve cezaların sınırları; herkese eşit uygulanan, kolay anlaşılır bir hukuk düzeni içinde tanımlanmıştı. Yasama yetkisi kullanan hakimler ve uygulamada görev alan güvenlik görevlileri, toplumun en saygın kişileriydi. Yetki ve sorumlulukları yüksekti. Karar vermede özgürdürler.

Devletin iç güvenlikle ilgili her boyutu düşünülmüş ve iyi işleyen bir örgütlenmesi vardı. Buna karşın, toplum düzenini sağlayan gerçek güç. Bireylerin edinmiş olduğu toplumsal alışkanlıklar ve insanların birbirlerine gösterdikleri saygıydı. Adli önlemlere, kolluk güçlerine çoğu kez gerek duyulmaz, toplum kendi dengesini kusursuz bir biçimde korurdu.

Yukarıdaki anlattıklarım Orta Asya Türkleri’nin binlerce yıl önce uyguladıkları  ADİL TOPLUM YÖNETİMİ idi. 21.Yüzyılda 17-18 yıl Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Recep Tayyip Erdoğan, (Ben burada özellikle AKP demiyorum. Zira AKP’yi de tek başına Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor) ülkedeki yaşamı; Adaleti ile, yargısı ile, Milli Eğitimiyle, Maliyesi ile Orta Asya Türkleri’nin yaşamından ve Adalet anlayışından çok daha gerilere taşımıştır.

5-6 yıl önce twitterdan hakkında konuştu diye İstanbul CHP İl Başkanı’na 10 yıla yakın ceza yağdıttırıyorsun. Ana Muhalefet Partisi liderine öldürme kastıyla şehit cenaze törenindeki güruha iki-üç aydır iddianame bile hazırlanmamasına ses çıkartmıyorsun. İlk cumhurbaşkanlığı adaylığında dört yıllık yüksek okul diploması şartını sahte diplomayla yerine getirip Cumhurbaşkanlığı makamını işgal etmene rağmen yürekli bir Cumhuriyet Savcısı size, sizin korkunuzdan soruşturma bile açamıyor.

Yoksa bu savcılar Cumhuriyetin mi, sizin mi savcılarınız. Orta Asya Türkleri’nde ceza işlemleri herkese eşit uygulanırdı. Adalet anlayışını Orta Asya Türkleri’nden çok daha düzeye indirdiğinizi tarih kitaplarını okursanız öğrenebilirsiniz!…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor