İSMAİL HAKKI TONGUÇ VE EĞİTİM POLİTİKALARI (11)

Yeni uygarlık ne demek?

İnsanı emen, insanı sömüren bir uygarlık yerine, doğayı emebilen, doğayı sömüren güçlü, yeni insan örnekleri yaratmak demek,

Köyü canlandırmak işi geliyor,

Doğaya, hayata ve çağa yenilmiş bir uygarlığın ‘Doğu-Ortaçağ Uygarlığı’ insanın, doğaya, hayata ve çağa uygun ‘Yeni Güçlü’ insanın, doğaya, hayata ve çağa uygun ‘Yeni-Güçlü’ insan haline getirmeye, insan değiştirmeye dayanıyor.

Bu güçlü iş Tonguç’un deyimiyle ‘Köylüde Cumhuriyet Vatandaşlığı’ eylem haline getirmek şeklinde özetlenebilir.

Bu güçlü işin kaldıracı olarak, Tonguç eğitimi ele alıyor. Burada eğitim, dar anlamda bir okuma yazma öğretimi olmaktan çıkıyor, yapı değişikliğine yönelen bir devrim eylemi niteliğini taşıyor.

İlk önce devrimin eğitim kurumlarını ve eğitim öncülerini yaratmak gerekiyor.

1938’lerde yaptığı bir Avrupa gezisinin gözlemlerini kitabının sonuna ekleyen Tonguç, 1938 Bulgaristan’ı için şu bilgileri veriyor:

Bulgarların %93’ü okuma-yazma biliyorlar ve Bulgaristan köylerinin %75’inde çağdaş anlamlı ilköğretimi uygulayan köy okulları var.

1938’lerde, devrimin köyün canlanması uğruna açacağı eğitim savaşı için sorunu çözmesi gerekiyor.

Köyü hangi yönde değiştirmeli?

Köylü hangi yolla değiştirilmeli?

Yani, nasıl bir eğitim kurumu yaratarak ve bu kurumlarda hangi özelliklerle ‘Yeni-Güçlü’ eğitkenler yetiştirerek köyden değişmesini, köyün canlanmasını etkileyebiliriz.

Köyü, doğayı yenebilecek yönde, köylüyü Cumhuriyet vatandaşı olarak eğitmek gerekince, Cumhuriyet eğitimiin temeli kendiliğinden köyün gerçeklerine, köyün kaynağının olanaklarına dayatılmış oluyor.

“Köyün canlanması demek, aynı zamanda köy kaynağının fışkırması demektir. Milli kudretimizin özü orada saklıdır. Bu kaynak fışkırmadıkça kuvvetli, mes’ut, şen ve varlıklı Türkiye yaratılamaz. Türk milletinin kültüor yaratabilmesi bu kaynaktan ilham ve kudret almasına bağlıdır.”

Köy eğitimi için 1936’larda bir kaynak buulnmuştur. Bu ıssız köye tek başına devrimi götüren bir halk insanıdır.

Eğitmen deneyi Türk devriminin halkla bağ kurmak için bulduğu en ilginç, en olumlu, en halkçı çarelerden biridir.

Köy Enstitüleri deneyi bu eğitmen deneyinden güç alacaktır.

Köy kaynağına eğitmen yolu ile inen devrim, köy enstitüleriyle genç kuşaklara, köy çocuklarına, halk çocuklarına kendi değiştirici hayat anlayışını aşılayacak, bu hayat aşısı ‘Yeni-Güçlü-Devrimci’ insan örneğinin şekillenmesine yardım edecektir.

Eğitmenler köylere, ‘Ben Türküm’ demek kavramından, köylerin kalkınması kavramına değin çeşitli olumlu kavramları taşımışlardı. Eğitmen, Türk köyünün ümmet çağı karşısında Cumhuriyet çağını getiriyordu.

Tıpkı köy imamlarının ve softaların ümmet devrinden, islamiyetden ve onun kurucularından bahsettikleri gibi köyünde eğitmenin kendi köylülerine cumhuriyet  devrinde de “bu köy böyle olmaz ya burayı adam edeceğim ya da….“ dediği söyleniyordu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor