İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1 Aralık 1923’de İzmir’de yaptığı konuşmada, “Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur” diyor.

Biz bu sözün söylendiği tarihten 97 yıl sonra İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ne yönelik saldırılarla mücadele ediyoruz.

“Ülkemizdeki tüm kadınlar haklarını tek tek öğrenip savunana kadar sokak sokak gezeceğiz, anlatacağız, dertleşeceğzi. Bu ülkenin onurlu ve mutlu yarınlarının yükseleceği eller, bizim ellerimiz. İstanbul Sözleşmesi’ne dokundurmayacağız” diyen ve 81 ilde eş zamanlıaçıklama yapan ve 14’ncü olağan kadın kurultayında seçilen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi Aylin Nazlıkaya’yı kutluyorum.

İstanbul Sözleşmesi; şiddete maruz kalan zayıf bireylerin korunması açısından devrim niteliğindedir.

Toplumsal barışın sağlanmasında bu sözleşme adeta yol göstericidir. Sözleşmeden çıkılırsa, insan hakları ve kadın hakkı ihlalleri ile mücadelede yasal dayanak olan ‘İstanbul Sözleşmesi’ ve 6284 sayılı yasadan mahrum kalmamız neticesi hak arama mücadelesinde olan bireylerin zarar göreceği çok açık olmasına rağmen bu sözleşmeden vazgeçmeye yeltenmek kadınların ve çocukların artan şiddet sarmalından kurtulmasına ve seslerinin çıkmasına engel olmak demek değil midir?

Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından ve Kamu Denetçiliği Kurumu Baş Denetçisi Şeref Malkoç, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için kendilerine 200’e yakın başvuru yapıldığını söylüyor.

Bu arada 52 baro başkanı da Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç’a başvurarak ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmaması için meclise tavsiye kararı verilmesi talebini ilettiler.

İstanbul Sözleşmesi kararından çıkılmasının başvurusunu yapanları cemaatlerin ve tarikatların yönlendirdiği çok açık. Kadına meta gözü ile bakan, ikinci sınıf insan muamelesi yapan,kasapta satılan et muamelesi yapan, çağdaşlık dışı karanlık güçlerin dürtüsüyle yönlendirilenlerin, şehvediye tarikatlarının hırsına mahkum edilen bir toplum yaratmak isteyenlerin çabasıdır.

Eşlerini kendilerinin ardından, 3-5 metre arkalarından yürütenlerin, sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmek istemeyenlerin talebidir İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak isteyenler.

7-8 yaşındaki erkek çocuklarına tecavüz eden Ensar Vakfı hocalarının, yöneticilerinin bitmez-tükenmez arzularıdır. Kadını köle olarak gören sapıkların talebidir İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak isteyenler.

Şeref Malkoç’un İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması için 200’ün üstünde başvuru var dediği o 200 başvuru sahipleri açıklansında görelim bakalım, kimmiş bunlar.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkalım talebinde bulunanlar, haydi açıklayın bu 200 kişiyi de kamuoyu da bu aslan parçalarını tanısın!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor