Kara kışta yoksul olmak

Ali AKILLI

Adana’da, ocak ayında geceleri havanın 0 dereceye, hatta altına indiğine şahit olduk. Jilet misali vurduğu yüzlerde acı kesikler bırakan sert ayazlar, hiç de alışkın olmayan Çukurova insanına zor anlar yaşattı. Yağmur ve soğukta evde olmak, varsa sıcak bir soba, yoksa doğalgazın ısıttığı havayı koklamak, kış aylarının masalıdır. Oysa sokaklarda evsiz insanlar var. Bakıma muhtaç hayvanlar.
Hepsinin canları var, üşüyorlar donma tehlikesi yaşıyorlar. Hayat insanlara sesleniyor; ‘Çğlıkları duyun!” diye.

***
Zamanında duyulmayan seslerin anlamı yoktur. Üstelik çok zaman “bana ne!” diyenleri duyuyorum.
İyilik onların kitabında içi boş bir kelime. Görüyorum ki insanlar önce vicdanlarını yolcu etmişler.
O yüzden hayatın geri dönüş sahnelerinde kimseye ipucu gerekmeyecek. Kendilerini nerde kaybettiyse orada bulacak herkes.

***
“Başkaları için kılını kıpırdatmadan hayat nasıl yaşanır?” diye sorduklarım oluyor. “Başkaları benim için ne yaptı?” diye karşılık alıyorum erkek adamlardan. Bu da kaypaklığın nefsi müdafaası.
Kadınların hayata bakışındaki derinlik erkeklerde yok. Erkekler onurlu kadınlar gibi sevebilseydi dünya başka olurdu kuşkusuz. Sokak köpeğinin üzerine şalını örten kadındaki yürek erkekte olsa ne çok şey değişirdi kim bilir!

***
Hala sabah ayazında çöp yığınlarını kurcalayarak hayatta kalmaya çalışan insanlar var. Önceki gün iki delikanlı geldi, baktım çöpleri bile aralarında pay etmişler. Biri çöplerden kağıtları alıyor diğeri plastikleri. Evimin altındaki berber dükkanında kaynayan çaydanlıktan iki karton bardakla çay ikram ettik. Teşekkür ederken başlarını salladılar. O sırada yanımda olan arkadaşım sordu bana; “sokaklarda yaşayan insanlar neden az konuşur?” “Onların ağızlarından çıkan harfler bile üşüdüğü için” dedim.

***
Turgut Özal Bulvarı üzerinde ki trafik ışıklarında çıplak ayakla ve kısa kollu tişörtle dilendirilen çocuklar var. Onları soyup “sömürü platosuna” yollayan çakallar kahvede pişpirik oynuyor. Ve yetkililer yıllardır bu filmi seyrediyor. Böyle sahnelere nasıl susar insan? Vicdan yoksa bile yasalar nerede?

***
Ben çocukluğumda sokaklarda üşüyenlere benzerdim. Ne zaman yağmur yağsa o fotoğrafların içine giriyorum. O yüzden yağmur yağarken içeriden bakmayı sevmem. Yoksul insanları bile keyiflendiren o güzelim yaz günleri burnumda tüterken, benim kış mevsimiyle aramdaki buzlar 60 yıldır erimedi..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor