KÜRESEL KAPİTALİTZM VE BİLİMİN İNSANLIK DIŞI KULLANIMI

ABD önderliğindeki tek kutuplu KÜRESEL DÜNYA VE KÜRESEL KAPİTALİZM, bilimi de KAPİTALİZMİN emrine ve güdümüne verdi.

Buna AKADEMİK KAPİTALİTZM deniyor. Batı da bu bağlamda şunlar deniyor:

“AKADEMİK KAPİTALİZM, SLAUGHTER ve LESLİE, kamu üniversitelerinde inasn sermayesinin birikiminin artan biçimde rekabetçi ortamda kullanılması, RHDADES ise, üniversitelerin araştırma içeriklerinin piyasanın gerekesinimlerine göre belirlenmesi” olarak açıklamışlardır.

ABD üniversitelerinde egemen olan AKADEMİK KAPİTALİZM yaklaşımının hem o ülkede hem de onu örnek alarak yapılmakta olan ülkelerde, salt yüksek öğrenime değil, bilimin geleceği açısından da önemli olumsuzluklar getirdiği açıktır.

Bu olumsuzluklar şöyle sıralanarak açıklanılıyor!..

GİZLİLİK: Araştırma desteği veren firmalar, ticari değer taşıyan bulguların rakiplerinin ya da başkalarının eline geçmesini istemezler.

ABD üniversitelerinde firmalarla yapılan sözleşmelere konulan sınırlamaları şöyle özetlemek gerekiyor:

-Elde edilen bulgular, patent durumuna gelinceye değin gizli tutulacaktır.

-Bilimcilerin destek aldığı konularda meslektaşlarıyla telefon konuşmaları bile şirketin onayına tabidir.

-Araştırmacıların düzenledikleri konferanslar da firmaların iznine bağlıdır.

ÇIKAR İLİŞKİSİ: Akademik Kapitalizm yaklaşımında, özellikle yaşam bilimlerinde çıkar ilişkisi şöyle gerçekleşiyor:

-Bilimciler, araştırma yaptıkları şirketlerin hisse senetlerinden pay sahibi yapılıyor.

-Kimi durumlarda bilimciler, araştırma fonu ya da danışmanlık sözleşmesi yaptıkları şirketlerin ürünlerini bile test edebiliyorlar. Daha doğrusu hem savcı hem de yargıç olabiliyorlar.

-Kimi klinik araştırmalarında ise, sonuçlardan çıkarı olan bilimciler tarafından ürünlerinin mesleki deneylerine hastaları aceleyle sokabildikleri de gözlemleniyor. Bir başka deyişle insanların sağlığı tehlikeli durumlara düşürülebiliniyor.

Akademik Kapitalizm, bilimi sermayenin denetimine sokarak topluma verdiği zararın dışında, bilimcilere de olumsuzluklar vermektedir.

-Bunlardan birincisi, bilimcilere duyulan güvenirliliğin zedelenmesidir. Çünkü bu süreçte akademisyenler özellikle yaşam biçimlerinde toplumun gereksinmelerine göre değil, piyasa koşullarında kendilerine en fazla kar getirecek biçimde davranabilmektedir.

-İkincisi ise bilimcilerin kendilerini ilgilendirmeyen konular-veya danışmanlığını yaparak kendilerine ve üniversiteye daha fazla para getiren bilimciler YENİ SEÇKİNLER durumuna geçmektedirler. Ortaya çıkan bu yeni seçkinler, üniversitelerin biçimlendirilmesine ve yönetimlere daha fazla egemen olmaktadır.

-Üçüncüsü ise, bilimcilerin kendilerini ilgilendirmeyen konular veya hizmet vermek istedikleri firmalara ya da AKADEMİK KAPİTALİZME karşı tavır gösteren bilimcileri zorlamaya, hatta yalnızlaştırmaya ve zaman içinde tasfiyeye yönelmeleridir.

Bilimin ticarileştirilmesini gündeme getiren AKADEMİK KAPİTALİZM öncelikle ABD, giderek Batı’nın diğer kapitalist ülkelerinde, nihayet Türkiye gibi ülkelerde bile egemen bir anlayış olarak ortaya çıkmış bulunuyor.

Ve bilim insanlık dışı olarak da kullanılabiliniyor! Bilimsel kimi buluşların, insanlık dışı, bir başka deyişle dünyada egemen güçlerin çıkarı ve insanların birey ve küresel düzeyde denetimi, hatta imhası için de kullanıldığı biliniyor.

Bunların bazıları şunlardır:

-İLETİŞİMİN DENETİMİ: Günümüzde telefon, fax, e-posta, teleks, gizli dinleme aygıtları gibi elektronik aygıtlarla insanların iletişimleri izleniyor ve denetlenebiliyor. Büyük ağabey bizi her yerde gözetlediği öngörüsü gerçekleşmiş durumdadır.

-KİMYASAL VE BİYOLOJİK SAVAŞ: Bu savaş için kimya ve biyoloji biliminden yararlanılarak bir çok silah üretilmiştir. Kimyasal ve biyolojik silahların bir kısmı, savaş ilan edilmeksizin de kullanılıyor.

Kimyasal silahlar arasında tabun-sanir-GF-VW-GE-VE-VR-VM-arsine-phospine gibi sinir gazları, gaz haline getirilen akciğer ajanları sayılabilir. Biyolojik silahlar arasında ise insanlarda hastalık oluşturan ve ölüme yol açan bakteri ve virüslerdir. Sarin-Kuş giribi, Domuz gribii ve nihayet Covid-19. Bunlar genetik mühendislik aracılığı ile geliştirilmiktir.

PSİKOLOJİK SAVAŞ: Psikoloji biliminden yararlanarak birey ve toplumların algı ve davranışlarını denetlemek için bir çok teknik geliştirilmiştir.

Bunlar arasında kara-beyaz ve gri propaganda etkinlikleri, toplum mühnedisliği ile yön verme yöntemleri, medyanın denetimi teknikleri, bireysel ve toplumsal zihin denetimi teknikleri, bilgi kirliliği ve kafalarda karışıklık yaratma teknikleri ve son aşamada MANKURTLAŞTIRMA teknikleri sayılabilir.

-GENETİK SAVAŞ: Genetik Mühendisliği çalışmalarıyla bir yandan biyolojik silahlar üretildiği gibi bir yandan da GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR (GDO) üretilmiştir.

Kar amacıyla üretilmiş GDO’larla ülkemizin tarımsal etkinlikleri merkez ülkelerin denetimine sokulmaktadır. Genom projesinin de genetik savaşta kullanılma olasılığı vardır.

Bu proje Amerika Sağlık Örgütü (NIH) tarafından başlatılan ve insanın gen haritasını ortaya çıkarmayı amaçlayan bir projedir. Proje sonuçlanmış, artık insanın DNA’sındaki bütün genetik kodlar saptanmıştır ve haritası bilinmektedir.

Genom projesi ile elde edilen nenoteknoloji ile birleştirildiğinde insanlığın egemen güçler tarafından denetimine yeni olumsuz boyutlar getireceği söylenebilir…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor