KURUCU BİR ONARIM İÇİN HASAR TESPİTİ GEREK

Artık iyice yaklaşan Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı (17 gün kaldı. 14 Mayıs 2023) seçiminin olağanüstü kritik mahiyeti, tekrarlamayı gerektirmeyecek kadar açık.

İktidar değişiminin gerçekleşmesi durumunda, kaldırılması gereken enkazın, yapılması gereken onarımın azametide ortada.

21 yıllık AKP iktidarının ülkede yarattığı tahribat 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş merkezli depremin Hatay ilimizde yaşanan depremden pek farkı yok.

6 Şubat 2023 günü yaşadığımız depremin etkisi 11 ilimizde somut olarak yaşandı, her ne kadar  tüm ülkeyi sarsa da. Ancak 21 yıldır tek başına iktidarda olan AKP+Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği talan politikası ülkenin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine her noktasını Hatay ilinde yaşadığımız enkaza çevirdi.

Olası bir iktidar değişikliğinde (Muhalefetin iktidar hesabı yapıyorlarsa) hasar tespitini doğru yaparak, enkazı nasıl temizleyeceklerinin planını-programını yapmış olmaları gerekiyor.

Yoksa mevcut iktidarın depremin ilk 72 saatinde deprem bölgesine ulaşamayıp enkazın altında kaldığı gibi kendilerinin de bu yükün katırı olmadığı anlaşılırsa kendilerine umut bağlayan tüm kesimleri sukutu-hayale çevirirler.

İstibdadın ağırlığı, hassiyet kırıcı eşitsizlik ve yoksullaşma “Hele bir kaybetsin, değişsin/gitsin gerisi mühim değil” duygusunun yayılmasına yol açan, hatta bunu bir fikre dönüştürmek çok tehlikelidir.

Oysa gerçek değişimler, büyük değişimler, salt reddiyenin itmesiyle gerçekleşemez, ‘Başka türlü bir şey’ arzusunun çekme gücüne muhtaçtır.

‘İstemiyoruz’un inadına ve öfkesine ‘Ne İstiyoruz’un kanadını takmadan, fazla uzağa gidemeyiz…

Hasar tespiti yapmayı ve onarım için hem bilgi hem bakış açısı sunmayı hedeflemeliyiz. Tahribatın ölçeğini nazara alarak ‘Kurucu Bir Onarımdan Söz Etmek’ yanlış olmayacaktır.

Bu bilgi ve bakış açısını özgül alanlarda, somut sorunlar bağlamında yapmayı hedeflemeliyiz. Bu projeler demeti veya yol haritası değilse de, temel öncelikleri ortaya koymaya çalışmalıyız.

Ekonomiden çocuklara, hukuktan medyaya, olabildiğince fazla özgül alana eğilmek gerekecektir.

Tepedeki büyük meseleye kitlenip özgül sorunların üzerinden atlamanın, somut meselelerle ilgili sorunları ertelemenin, anti politik gerisi teferruattır zihniyetinin değirmenine su taşıyacağını da unutmayalım.

Hem ayrıntılarına özenilmiş bir büyük resim, daha canlı olur; hiçbir ufak parçanın önemsiz olmadığını bilmemiz gerekir.

Ülkemizin 14 Mayıs 2023’ünde Cumhuriyet tarihinin en hayati önemde seçimini yapacağı tespitini okuyan biri, eğer bu ülkeyi pek tanımıyor, sadece kutuplaşmış olduğunu biliyor ise, bu tespitinden hareketle zihninde oluşacak şema, Türkiye’nin biri mevcut düzeni korumaya kararlı, diğerinin de o düzeni kökden değilse bile ciddi ölçüde değiştirmeye inançlı iki taraf arasında, yenilenin belik de tarih sahnesinden silineceği sert bir hesaplaşmaya sahne olduğu/olacağı biçimindedir herhalde.

Bu ülke hakkında yeterince bilgisi olanlar, yukarıda söylenen ‘Yenilenin Belki de tarih sahnesinden silineceği’ ifadesini onaylayabilirler.

Seçimden kabullenmek zorunda kalacağı bir yenilgiyle çıkacak AKP ve MHP’nin yeni iktidarın ortalama bir başarı/direnç düzeyi tutturması halinde iki yıla bile kalmadan ya parçalanarak ya da içi boşalarak silinmeleri neredeyse kaçınılmazdır.

Zira parti olarak harçları iktidarla yoğrulmuş bu iki parti, iktidarlarını kaybettiklerinde ‘Harcı Tozlaşmış Binalar Gibi Çökmeye Mahkumdurlar…’

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor