Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Kurucu Başkanı, eğitimci, Çoban Yurtçu, ölümünün 39. yıl dönümünde Pozantı ilçesi Şıhlı Köyü’nde mezarı başında anıldı. Adana basınına ve eğitimine büyük katkısı olan “Bayrak Adam” Çoban Yurtçu’yu 39 yıldır aksatmadan anma töreni düzenleyen eski ve şimdiki cemiyet Başkanı Cafer Esendemir ile yöneticilerini kutluyorum.
Çoban Yurtçu’nun son yıllarını mesleğe yeni başlayan toy bir gazeteci olarak tanıma fırsatı yakaladım. Gazipaşa ile Kazım Karabekir Okulları’nda binlerce öğrencinin ailesine, topluma ve ülkeye yararlı olmaları için büyük çaba gösterdi. Aynı zamanda Türkiye’nin en saygın gazetesi olan Cumhuriyet Gazetesi’nde Bölge Müdürlüğü görevini sürdürdü. Burada da yüzlerce gazetecinin yetişmesine, mesleğin saygınlık kazanmasına öncülük etti. Emekli olduktan sonra da Çukobirlik’te Basın Müşaviri olarak görev yaptı.
Kıyafeti, bilgisi, deneyimi, meslek ilkeleri ve ilişkileriyle 1975 yılında Atatürk Caddesi Öğretmenler Sitesi’nden karşılıklı 2 daire alarak gazetecilerin boş zamanlarını cemiyet çatısı altında başta eğitim çalışmaları olmak üzere, çaylarını yudumlayarak, günlük gazeteleri okuyarak uygun bulanan paydaşların da toplantılar yapmasını sağladı. Kentin en prestijli caddesinde bizlere 2 daire kazandıran Çoban Yurtçu ve diğer kurucu üyelere minnettarız.
Çoban Yurtçu, ayrıca tarihi Seyhanspor’da önceleri futbol oynadı. Koyu Galatasaray taraftarıydı. Seyhanspor’un da renkleri aynıydı. Fransız işgali sırasında 3-5 kişinin bir araya gelmesinin yasak olduğu günlerde, spor kulübü olması nedeniyle dikkat çekmeyen Seyhanspor’da savaş kararları alınmıştı. Yurtçu, daha sonra ki yıllarda bu kulübün uzun yıllar başkanlığını yürüttü ve görevi daha sonra Gazeteci, Uluslararası Futbol Hakemi Osman Yereşen’e (Okey Osman) devretti.
Çoban Yurtçu, ağır ağabeydi. Hepimiz çekinirdik. Öğretmen ve gazetecinin yetişmesi için projeler hazırlardı. Gazeteci ile öğretmenin görevlerinin birbirine yakın ve kutsal olduğunu savunurdu. Atatürk’e büyük hayranlık duyardı. Sert görünümünün yanında hayırsever, nüktedan yanı da vardı. Ancak, bundan 60-70 yıl kadar önce gazeteciler daha saygındı. Haber amaçlı gittikleri valilik, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, sendikalarda ve diğer kurum ve kuruluşlarda büyük itibar görürlerdi.
Çoban ağabeyin en büyük özelliklerinden birisi de öncellikle futbol karşılaşmalarında basın tribününe çok önem vermesiydi. Çoban ağabey maçtan en az 2 saat önce stada gelerek basın tribünün koltuklarının silinmesini, zeminin pas pas yapılmasını sağlardı. Basın tribününe dikkat dağıttığı için çocuk getirilmesi, çerez yenilmesi, hakeme veya rakip oyunculara küfür edilmesi, gazeteci olmayanların basın tribününe oturmalarına asla izin vermezdi. Hatta sanatçı Adnan Şenses ve Suzan Yakar’ı “Burası gazetecilere ait” diyerek nezaketli bir şekilde basın tribününden çıkarması haber konusu olmuştur.
Günümüzde Türkiye Spor Yazarları Derneği Şube Başkanı Kurtul Çakın, çok genç olmasına rağmen basın tribününü disipline etmesi beğeniyle karşılanıyor. “Aslan yattığı Yerden Belli Olur” sözünden hareketle kurallara uymak hepimizin görevi olmalı. Kurtul Çakın ile TSYD Müdürü Mehmet Önal’a destek olmak mesleğimizin saygınlığı adına zorunluluktur. Üzülerek söylemek gerekirse gazetelerin spor servislerinde “üstat veya ağabey” kalmadı. Spor yazarlığı Çoban ağabeyin istediği konumda değil.
Anma törenine katılan Çoban Yurtçu’nun oğlu öğretmen Ufuk Yurtçu, babasının evde de çok disiplinli olduğunu, ancak, annesi ve diğer kardeşlerinin asla bundan rahatsızlık duymadıklarını, 3 kardeşine de üniversite okuttuğunu, babasıyla gurur duyduğunu belirterek 39 yıldır aksatmadan Şıhlı Köyü(nde babasının mezarı başında anma töreni düzenleyen Cafer Esendemir ve eski başkanlara da teşekkür etti.
