Covid virüsünün dünya ve ülkemizin başına bela olduğu süreçte, mutlu olmayı unuttuk. Hemen hemen hepimizin bu hastalıktan dolayı kaybettiği yakınları, arkadaşları ve dostları oldu.
Bu arada ülkeleri yönetenler halklarını hatırladı; süper güçler, esnafına, halkına dahası işsizlerine paşalar gibi baktı, pandemiden önceki refahlarını, rutinlerini bozdurmadı. Fakir ülkeler ise idare etti bizim gibi…
Velhasıl insanlar yaşama derdine düştü…
Aşıyı üreten şirketler hem insanlığa büyük hizmet sundu hem de paranın altında kaldı.
“Ne kadar para o kadar aşı” mantığıyla kapitalizmin o vahşi yüzünü yaşadık… İşte tüm bunlar olurken güzel Adana’mızda portakal çiçeği kokusunu aldık almasına da, o coşkuyu yaşayamadık…
Pandemi nedeniyle iki yıldır sekteye uğrayan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı 23-27 Mart tarihleri arasında yapılacak.
Ramazan ayı nedeniyle öne çekilen karnavalın bu yıl daha coşkulu geçmesini bekliyorum. Zira ülkemizin de Adana’mızın da şu anda birlikteliğe, coşkuya ve mutlu olmaya ihtiyacı var. İşçi, memur, emekli hatta toplumun tüm kesimleri aşırı zamlar altında ezilirken, gülmeyi unuttuk…
Karnavalın sokaklarda yapıldığı dönemleri hatırlayalım. İnsanlar yine ekonomik yönden sıkıntıdaydı ama birkaç günlüğüne de olsa pozitif enerji alıp, anı yaşıyorlardı. Adana’ya şehir dışından insanlar geliyor, turlar düzenleniyordu.
Şimdi Adanalılar da şehir dışındakiler de özledi. Kentimize 1,5 milyon civarında insan bekleniyor. Bir hafta boyunca Adana merkezi şenlenecek, insanlar yeniden birlikte eğlenecekler.
Şahsen, karnaval dönemlerinde ailemle birlikte çıkıp dolaşıyorum. Eğlenen insanları gördüğümde ben de mutlu oluyorum.
Akın akın yürüyen insanların yüzlerindeki tebessüme şahit oluyorum. Zaten amaç da bu değil mi?
Toplumsal birliktelik ve mutlu olmayı başarmak. Ve en önemlisi de mutluluk bulaşıcıdır…
Çok yakında karşıt görüşler çıkıp, karnaval geleneklerimize uygun değil gibisinden her yılki nakaratlarını tekrarlayabilirler…
Onlara da tavsiyem, gidip izlesinler, dolaşsınlar.
Dedim ya ,”mutluluk bulaşıcıdır.”
Karnavalın başlayacağı günden itibaren gerek gazeteci, gerekse bir Adanalı olarak o mutluluğa ortak olacağım. Gezip, dolaşıp, insanların eğlenceli hallerine ortak olacağım. Hatta dürüm sırasına girip, iştahla yiyeceğim.
Kaldı ki normal şartlarda hiçbir Adanalı dürüm sırasına girmez; zira her yanımızda muhteşem lezzetler sunan kebapçılarımız var.
İşte niyet farklı olunca dürüm sırasına da giriyor insan.
Amaç karnavaldan yayılan mutluluk rüzgarına kapılmak, oradaki insanlarla birlikte eğlenip, sıkıntılardan tasalardan biraz olsun uzaklaşmak…
Zira çok ihtiyacımız var çok…
