UYUŞTURUCULU ÇOCUKLAR, ÇOCUK İŞÇİLER VE ÇOCUK FAHİŞELER

Meksika’da otobüs kapılarına asılan bir grup çocukla konuşan gazeteci KARİNA AVİLES, onlara uyuşturucuları sordu. Biri kendimi iyi hissediyorum dedi, sorunlarımdan kurtuluyorum, olduğum halime dönünce dedi, diğeri kendimi kafese girmiş hissediyorum, küçük bir kuş gibi.

Bu çocuklar Kuzey Kamyonculuk Merkezi’nin polisleri ve onların köpekleri  tarafından sürekli kovalanıyordu. Şirketin genel müdürü gazeteciye şu açıklamayı yaptı, “Çocukların ölmesine izin vermiyoruz, çünkü bir şekilde onlarda insan.”

Meksiko kentinin sokaklarınde bir kız çocuğu tiner, bali, yapıştırıcı, ne bulursa çekiyor. Titremesi geçince anlatıyor; “Şeytanı gördüm, yani onun içine girdim ve onun içinde, bir köşede kalakaldım. Hava almak istiyordum, bina sekiz katlıydı ve ben hava almaya çıkacaktım. Tam uçmaya çıkacaktım ki.. Orada hayal bitti, şeytanın içinden çıktım. En hoşuma giden hayal, Guadalupe Bakiresi’nin bana göründüğü zamanlar. Onu iki kez gördüm.”

Latin Amerika’da çocuklar ve gençler toplum nüfusunun neredeyse yarısını oluşturuyorlar. Bu yarımın yarısı sefalet içinde yaşıyor. Çocuklar çoğunlukla yoksul ve yoksullar da çoğunlukla çocuk. Sistemin bütün rehineleri arasında en kötü durumda onlar. Toplum onların iliğini emiyor, onlara karşı her zaman tetikde, onları cezalandırıyor, bazen öldürüyor ama neredeyse hiç dinlemiyor ve asla anlamıyor.

Bu çocuklar gündelik işlerde çalışan ya da dünyanın ne işi ne de yeri olan insanların çocukları, ekmek parası kazanabilecekleri herhangi bir işte çalışarak yaşamaya mecburlar, yukarıdan aşağıya ve soldan sağa bütün dünya haritası boyunca boğaz tokluğuna ya da çok az fazlasına canları çıkana dek çalışıyorlar. Kim nerede emrediyorsa, onun hizmetindeler. Aile ekonomisinin köleleri onlar ya da küresel ekonominin kayıt dışı sektörlerinde dünya ekonomisinin hizmetindeik aktif iş gücünün en alt basamağını işgal ediyorlar.

Meksiko’nun, Manila’nın ya da Lagos’un çöplerinde cam, teneke kutu ya da kağıt topluyorlar ve yemek artıkları için akbabalarla çarpışıyorlar.

Java Deniz’inde inci aramak için suya dalıyorlar.

Kongo madenlerinde elmas peşindeler.

Peru maden galerilerinde köstebeklik yapıyorlar, tünellerin alçaklığı yüzünden vazgeçilmezler ve akciğerleri daha fazla dayanamayınca, kimsesizler mezarlığını boyluyorlar.

Kolombiya ve Tanzanya’da kahve topluyorlar, tarım ilaçlarıyla zehirleniyorlar.

Guatemala’da pamuk, Honduras’ta muz plantasyonlarında tarım ilacıyla zehirleniyorlar.

Malezya’da yıldızdan yıldıza uzayan iş günlerinde, kauçuk ağaçlarından süt topluyorlar.

Hindistan’ın kuzeyindeki cam ocaklarında eriyorlar, güneyinde ise tuğla ocaklarında.

Bangladeş’te bitmek bilmeyen hergün için hiçle hiçe yakın arasında oynayan yevmiyelerle üç yüzü aşkın farklı iş kolunda çalışıyorlar.

Arap emirleri için develer sürüyorlar ve plata nehir çiftliklerinde atlı çobanlık yapıyorlar.

Port-au prince, Colomba, Cakarata ya da Recife’de toprak sahibinin masasına servis yapıyorlar, karşılığında masadan düşenleri yeme hakları var!..

Taylan’da elbise, Vietnam’da futbol ayakkabısı, Pakistan’da futbol topu, Honduras ve Haiti’de beyzbol topu dikiyorlar.

Anne ve babaları tarafından kiralanıp İran’a, Depal’a ve Hindistan’da şafaktan gece yarılarına kadar halı dokuyorlar ve biri onları kurtarmaya geldiğinde, “Efendim siz benim yeni sahibim misiniz” diye soruyorlar.

Babaları tarafından 100 dolara satılıp Sudan’da seks işçiliği de dahil her türlü işte çalışmak için sunuluyorlar. Fahişelik pek çok kız çocuğunun erken kaderi ve dünya çapında, daha küçük ölçekte de olsa, bazı erkek çocuklarının da kaderi, çok çarpıcı görünse de UNECİF’in raporlarına göre 1997 yılında ABD’de de 10.000 çocuk fahişe bulunuyordu.

Ama seks pazarının çocuk kurbanlarının büyük çoğunluğu dünyanın güneyinin genelevlerinde ve sokaklarında çalışıyor. Geniş tüccar ağı, aracılar, turistik acenteler ve pezevenklerden oluşan bu mültimilyoner endüstri dehşet verici bir dokunulmazlıkla çalışıyor.

Bu durum Latin Amerika’da yeni bir şey değil; 1536’da Porto Riko’da ilk tolerans evi açıldığından beir çocuk fuhuşu var. Şu anda yarım milyon Brezilyalı kız çocuğu, onları sömüren yetişkinlerin hesabına bedenlerini satarak çalışıyor.

Bir o kadarı da Tayland’da, ama Hindistan’daki kadar değil. Karayip Denizi’nin bazı plajlarında karlı seks turizmi, parasını ödeyenlere bakire kızlar sunuyor. Tüketim pazarlarına sürüklenen kızların sayısı her yıl artıyor. Uluslararası örgütlerin tahminlerine göre her yıl en az yarım milyon kız çocuğu dünya çapındaki bu beden piyasasına sunuluyor.

Eduardo Gzaleano’nun tablosunun yanına onu tamamlayan bir kara kalem tablosu da biz koyalım, ikisi bir arada daha anlamlı ve bütünleyici olsun.

Küresel ekonomi evet, küresel ama kürenin üstü ile altı, Kuzeyi ile Güneyi arasında uçurumlar, insanı isyan ettiren eşitsizlikler var. Kuzey-Güney ayrımında ekonomik bakımdan tam anlamıyla bir sınır çizmek de olanaklı değil.

Kuzeyde de Güneye benzeyen yoksul, sömürü alanları var. Ve güneyde kuzeydekilerin gelirine eşit, işbirlikçi para babaları var.

Bu varlara var ya, Dünya Bankası verileri başka acı varları da döküyor ortaya. Dünyada bir milyarı aşkın insan aşırı yoksulluk, 1.5 milyarı da günde 1-2 dolarlık gelirleriyle, ılımlı yoksulluk koşullarında yaşamaktadırlar.

Bu şu demek; Küresel bir şirketin üst düzey yöneticilerinin bir günlük kazancı ile bu ılımlı yoksullar bir yıl geçinmektedirlear. Bu kesimin bir yıllık tüketimi, toplam küresel GSYH’nin yalnızca %2’si. Dünya’da 800 milyon insan yetersiz besleniyor, 1.2 milyar insan temiz su kullanamıyor.

Ve aynı yarımada da yer alan iki müsülman ülkeden eşitsizlik haykıran çarpıcı rakamlar.

Önce Yemen: Gayri safi yurt içi hasıla 18.21 milyar USD-Dünya Bankası-Kişi başına GSYİH satın alma gücü paritesi 55.704 (Suudi Arabistan)

Yani Suudi Arabistan’ın gayri safi yurt içi hasılası, Yemen’in 43 katı, kiş ibaşına düşen hasılası ise 84 katı. Eee peki Suudi Arabistan, din kardeşi ve kan kardeşi olan bu yoksul Yemen’e yardım ediyor mu?

Hayır bombalıyor!..

Ne uğruna?

Emperyalist ülkelerin amaçları uğruna!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor