YİYİN EFENDİLER YİYİN!

Sanığa soruluyor; “Söz konusu video hakkında neler söyleyeceksiniz?”

Sanık yanıtlıyor; “Bu videodaki kokain maddesini kullanan şahıs benim. Daha önceki ifademde ben bu maddeden pudra şekeri olarak bahsetmiştim. Ancak videonun tam hali emniyette izletilince, olayın geçen yıl Kastamonu’da yaz aylarında yaşandığını hatırladım. Araçta arkadaşlarımla kokain kullandık. Videonun çekildiğinden haberim yoktu. Ben çekmedim. Bu videoyu çeken ve atan suç işlemiştir. Ben bu olayda mağdurum.”

Tanık konuşuyor; “Ben Kürşat’ı yerel seçim sürecinden 2014 yılında AK Parti Kastamonu Belediye Başkan adayı olan Tahsin Babaş’ın seçim ofisinde tanımıştım. Kürşat o dönem grafiker olarak çalışıyordu. Photoshop’ta seçim çalışmalarını yapıyordu. Liseyi terk etmişti, bir milletvekilinin önerisiyle Tahsin Babaş’la çalışmaya başladı. Heyecanlı biriydi. Bir tane bozuk arabası vardı. Şimdiki gibi değil. Sonraki süreçte Tahsin Babaş’ın seçimi kazanmasının ardından belediyede işe başladı. İşte istediği hayatın içine ilk adımını atmıştı. Sonra bir müdürlük verildi. Bu müdürlük görevinde yapacağını yapıyordu! Siz orayı anladınız… İddialara göre, Kastamonu’da esnaf, iş adamı kim varsa onunla iletişime geçiyordu.Öyle ki kısa sürede başkanın bile işini yapacak seviyeye gelmişti! Burada dananın kuyruğu koptu. Kastamonu’da bulunan bir AVM’de pizzacı açtı. Lüks araba aldı. Ama kimse merak etmedi bu değirmenin suyu nereden geliyor diye. Ondan sonra belediye başkanın özel kalemi oldu. İşte o zaman Kastamonu’nun Kürşat macerası hızlandı. Belediyeye işe düşen Kürşat’ın kapısını çalıyordu. O dönem birçok şikayet olmasına rağmen belediye başkanının Kürşat’ı korumasından dolayı kimse bir şey yapamıyordu. İddiaya göre, belediyenin ihalelerinden haberdar olduğu için istediği parayı bu ihalelerden kazandığı söyleniyor. O dönemde, bu dönemki gibi alışkanlıklarının olduğunu arkadaşlar söylüyordu. Sonraki süreçte arkadaşlardan duydum ki, Kürşat Ankara’ya gelmiş. Hayırdır, ne iş derken… Bir kamu kurumunda çalıştığını söylediler. Çalışıp çalışmadığı konusunda bir teyit peşinde olmadım. Ve Ankara’da villada kaldığını, lüks arabalara bindiğini sosyal medya hesabından gördüm.Kastamonu Belediye sürecinde Kürşat artık bir servet kazanmıştı. Çakarlı arabayla deniz kenarlarında, bilmem kaç yıldızlı otellerde ve gazinolara gidip parayı eziyordu. Ezmek ne demek pastırma yapıyordu. Pastırma demişken, Kürşat’ın görev sürecinde 100 bin liralık pastırma faturası kesilmişti. Bu sadece bir tanesi… AK Parti’ye giriş sürecini de biliyorum ancak burada daha fazla lafı uzatmak istemiyorum. İsteyen olursa önümüzdeki günlerde bunu açıklarım. Şimdi, son seçimde Kastamonu Belediyesi’ni MHP kazandı. Ve AK Partili Tahsin Babaş 78 milyon 490 bin 859 TL borç bıraktı.”

Ulan, bu genç adam dönemin Başbakanı Tansu ÇillerIi dolandıran Selçuk Parsadan’ı bile geçmiş be!.

“Yiyin efendiler yiyin” demişti ya Tevfik Fikret, Mekanı cennet olsun;

Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor